İşçi Demokrasisi Partisi, Tek Adam rejiminden emek eksenli bir kopuş seçeneğinin yükseltilmesi için Türkiye İşçi Partisi (TİP) listelerinden seçimlere girme kararı aldı. Bu karar uyarınca İDP, kendi adaylarının tanıtımlarına da başladı. Aşağıda TİP listesinden İstanbul 1. bölge milletvekili adayı olan, İDP kurucularından Sedat Durel’in kendini tanıttığı metni paylaşıyoruz.
***
Merhaba, ben Sedat Durel. 34 yaşındayım. İşçi Demokrasisi Partisi kurucu üyesiyim. 2017’den bu yana Çevre Mühendisleri Odası çalışanıyım.
2011 ile 2015 seneleri arasında bir çağrı merkezi işçisiydim. Çalışma arkadaşlarımla çağrı merkezi çalışanlarının ağır sömürü koşullarına dur demek için örgütlenmeye karar vererek Devrimci İletişim ve Çağrı Merkezi Çalışanları Sendikası’nı kurduk. Dev-İletişim İş, kurulmasının ardından DİSK’e katıldı ve ben de, 2013 ile 2018 arasında bu sendikanın genel sekreterliğini yapma onuruna sahip oldum.
2016 ile 2018 arasında ise Çevre Mühendisleri Odası’nın İstanbul şubesinin 11. dönem yönetim kurulu üyeliğini yaptım.
Sınıf mücadelesinin uluslararası karakterine hep inandım ve Yunanistan, İspanya, Almanya ve savaş halindeki Ukrayna gibi ülkelerdeki sınıf mücadelesini yerinde gözlemleyip buralardaki işçi örgütleri ile dayanışma içerisinde oldum.
Bir çevre mühendisi olarak, ekolojik yıkıma karşı verilen bütün mücadelelerin içerisinde yer almaya çalışıyorum.
Türkiye, iklim krizinin dramatik sonuçlarını dünyanın geri kalanı ile beraber yoğun bir biçimde yaşıyor. İklim krizinden kaynaklı anormal iklim olayları yetersiz altyapıyla birleşerek işçi ve emekçileri büyük bir tehdit altında bırakırken, Türkiye dünyanın en büyük doğa mücadelelerine de ev sahipliği yapıyor. Bu yüzden İDP olarak, Türkiye’de derhal iklim acil durumu ilan edilmesi gerektiğini söylerken öte yandan özelleştirme adı altında Saray yandaşı şirketlerin yağmaladığı enerji sektörünün tazminatsız biçimde yeniden kamulaştırılmasını, enerji iletim hatlarının yenilenmesini savunuyoruz. Böylelikle tasarruf edilecek enerjiye dayanarak bir planlama yapılmalı ve termik santrallerden başlamak üzere en kirletici santrallerin faaliyetine son verilmeli. İyileştirmenin mümkün olmadığı durumlarda, emekçilere iş garantisi verilerek santraller kapatılmalı. Su havzaları ve ormanlık alanların imara açılması engellenmeli.
Başta su kaynakları ve su havzaları olmak üzere tüm doğal kaynaklar üzerindeki özel mülkiyet sonlandırılmalı. Altın, gümüş gibi ölüm ve zehir saçan maden işletmeleri kapatılmalı.
Ve bütün bunlar için Emekçiler Yönetmeli.
Yorumlar kapalıdır.