“Suriyeli göçmenleri nasıl bir gelecek bekliyor” forumu gerçekleşti
8 Aralık’ta Beşar Esad diktatörlüğünün yıkılmasının ardından, Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’nın çağrısıyla 18 Aralık Çarşamba günü “Suriyeli Göçmenleri Nasıl Bir Gelecek Bekliyor” başlıklı bir forum düzenlendi. Forumda, Suriyeli mültecilerin son dönemde ve Esad rejiminin yıkılmasının ardından karşılaştıkları sorunlar ve baskılar ele alındı; bu sorunlara karşı nasıl bir mücadele yöntemi geliştirilmesi gerektiği konusunda görüşler paylaşıldı.
Forum, Göçmen Dayanışma Ağı’ndan Yıldız Önen’in giriş konuşmasıyla başladı. Konuşmada, İçişleri Bakanlığı’nın göçmenlerle çalışan sivil toplum kuruluşlarını yurtiçinde göçmenlerle dayanışma çalışması yapmaktan vazgeçirmeye zorladığı ve bütün çalışmaların göçmenlerin “geri dönüşü” üzerine odaklanması gerektiğini ifade ettiği vurgulandı. Ancak, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin gönüllü geri dönüş için belirttiği üç şartın (1- Gönüllülük, 2- Güvenli bir bölgenin varlığı, 3- Yaşamlarını sürdürebilecek bir ortamın sağlanması) henüz gerçekleşmediği belirtilerek, bu yaklaşımın yanlış olduğu ifade edildi. Ayrıca, mültecilerin geri dönüşüne yönelik oluşturulan beklentinin, geçtiğimiz yaz Kayseri’de yaşanan pogrom girişimi gibi saldırılara zemin hazırladığı da dile getirildi.
Forum, geçtiğimiz günlerde Cizre ve Yayladağı sınır kapılarında Suriye’ye geri dönen göçmenleri ve onların koşullarını gözlemleyen bir gazetecinin aktarımlarıyla devam etti. Anlatılanlara göre, hükümet geri dönmek isteyen mültecileri yeterince şeffaf bir şekilde bilgilendirmiyor ve Suriye’ye geçmeleri durumunda Türkiye’ye geri dönemeyeceklerini açıkça ifade etmiyor. Devlet yetkililerinin, dönmek isteyen mültecileri aceleyle geri göndermeye çalıştığı ve sürecin hızlı ilerlemesi için özel çaba sarf ettiği belirtildi. Ayrıca, göçmenlerle çalışan sivil toplum kuruluşlarının ve derneklerin, mültecileri hakları konusunda bilgilendirmek amacıyla Arapça broşürler hazırlaması önerildi.
Göçmen hakları üzerine çalışan Avukat Ali Diler, geçici koruma yönetmeliğine ilişkin hukuki bilgilendirmelerde bulundu. Konuşmasında, mültecilik ve şartlı mültecilik ile geçici koruma statüsü arasındaki farklara dikkat çekerek, mülteci statüsüne sahip olması gereken milyonlarca Suriyelinin maruz kaldığı hak gasplarını vurguladı. Ayrıca, geçici koruma statüsünün önümüzdeki günlerde mültecileri geri dönmeye zorlamak amacıyla nasıl kullanılabileceğine de değindi.
Üç konuşmanın ardından, salondan alınan soru ve önerilerle forum devam etti. Katılımcılar, göçmen ve yerli işçilerin nasıl ortak mücadeleler inşa edebileceği ve göçmenlerle daha örgütlü bir şekilde nasıl dayanışma sağlanabileceği konularına değindi. Adana’da göçmen ve yerli saya işçilerinin birlikte yürüttükleri ücret mücadelesi sayesinde elde edilen kazanımlar örnek olarak sunuldu. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki DİSK ve KESK gibi mücadeleci konfederasyonların bile göçmenlerle ilgili çalışma yapmak istemediği ve bu konuda oldukça yanlış tutumlar sergilediği ifade edildi.
Forum yeni dönemde de göçmenlerle dayanışmanın son derece mühim olduğuna değinilerek son buldu.
Yorumlar kapalıdır.