Telus’ta sendika düşmanlığına karşı direniş devam ediyor
Çağrı-İş Sendikası’nda örgütlenen Telus Digital işçilerinin sendika düşmanlığına ve işçi kıyımına karşı mücadelesi devam ediyor. Telus işçileri, direnişin 9. günü olan 18 Ocak’ta firma önünde basın açıklaması düzenledi. Telus’un işçilere uyguladığı mobbing ve baskıya da dikkat çekilen açıklama, mücadeleyi sürdürme ve dayanışmayı büyütme çağrısıyla sona erdi. Kod-25 ile işine son verilen Telus işçisi Hasan Hüseyin Yavuz’un okuduğu açıklamayı aşağıda okurlarımızla paylaşıyoruz.
“Telus’un sömürü düzenine karşı direnişin 9. günündeyiz!
Ben Hasan Hüseyin Yavuz. Telus’ta sendikal mücadelede öncü işçilerden biriydim. Telus yönetimi kanıtsız ve hukuksuz bir şekilde Kod-25 ile işime son verdi. İşime son verilmesiyle birlikte direnişe geçtim ve bugün bu direnişin 9. günü.
Bugün burada, Telus’un işçilere reva gördüğü baskı, mobbing ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı bir kez daha sesimizi yükseltmek için toplandık. Telus, haklarımızı gasp ederek ve üzerimizde baskı kurarak bu direnişi kırmaya çalışıyor. Ancak buradan açıkça söylüyoruz: Bu düzeni kabul etmiyoruz ve asla etmeyeceğiz!
Telus yönetimi, biz işçilerin yasal haklarını hiçe sayıyor. Departman küçültme bahaneleriyle işçileri kovuyor ancak daha sonra alımlara devam ediyorlar. Mola sürelerimizi keyfi bir şekilde gasp ederek, üzerimizde yoğun bir performans baskısı yaratıyorlar. Camları açtırmayarak ve hareket etmemizi engelleyerek bizleri havasız, sağlıksız bir ortamda çalışmaya zorluyorlar. En ufak bir mola ihlalinde uyarılar vererek yıldırma politikaları uyguluyorlar. Bütün bunlar, işçileri istifaya zorlamaya ve sendikal mücadelemizi kırmaya yönelik organize bir baskı planıdır. Buradaki çalışan profilini değiştirmek istiyorlar. Sesini çıkaran herkesi buradan gönderme peşindeler.
Sevgili işçi kardeşlerim, peki biz işçiler bu oyunlara kanacak mıyız? Elbette hayır! Yaptıkları hiçbir şey yanlarına kâr kalmayacak. Birliğimizi bozamayacaklar! Hoşnutsuz olduğumuzu bilecekler, bize reva görülen şartları kabul etmediğimizi yüzlerine vuracağız. Bizlerin anayasal hakkını gasp edenlere burayı dar edeceğiz! Kanada’da veya Avrupa’daki şehirlerde sıcak ofislerinde otururlarken boğazımızdaki lokmaya çökenlerden hesap soracağız. Bizlere bir maille cevap verme tenezzülüne bile girmeyenler bizleri görmezden gelmeye devam edemeyecek!
Buradan Telus yönetimine açıkça sesleniyoruz:
Biz işçiler, bu sömürü düzenini kabul etmiyoruz ve hakkımız olan insanca çalışma koşullarını alana kadar bu direnişi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sizi bir kez daha uyarıyoruz: Eğer bu baskılara son vermezseniz, bu direniş yalnızca büyüyecek ve sesimiz daha gür çıkacak.
Biz yalnız değiliz. Bu mücadelede bizlere destek olan sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve tüm dayanışma ağlarıyla birlikteyiz. Bu baskıcı düzeni değiştirmek için direnişimizi büyüteceğiz ve direnişimizi kırmaya çalışan her türlü yönteminize karşı duracağız.
Telus’a son sözümüz şudur:
Hakkımızı verin ya da bu direnişin büyümesine tanıklık edin! Bu masalarda hakkımızı alamazsak, sokaklarda almayı çok iyi biliriz. İşçiyi yıldırmaya yönelik her adımınız, yalnızca direncimizi güçlendirir.
Tüm işçi kardeşlerimizi bu mücadeleye katılmaya, omuz omuza durmaya ve dayanışmamızı büyütmeye çağırıyoruz. Birlikte kazanacağız!
Yaşasın direniş, yaşasın dayanışma!”
Yorumlar kapalıdır.