12 Haziran seçimlerinde “Emek, Demokrasi ve Özgürlük” diyelim!

AKP’nin sekiz buçuk yıllık iktidarının emekçiler ve ezilenler için anlamı artan yoksulluk, güvencesizlik ve baskı oldu. Dış borç iki katı arttı, işsizlik yüzde 20 dolaylarında ve toplumun yüzde 65’i örgütsüz ve güvencesiz bir yaşam sürüyor. “Açılım” adı altında Kürt halkının mücadelesi denetim altına alınmaya ve önderliği tasfiye edilmeye çalışılıyor.

Bugüne kadar patronların saldırı programının bizzat savunucusu ve uygulayıcıları olan diğer düzen partileri CHP ve MHP de iddialarının aksine emekçiler ve ezilenler için bir gelecek vaat etmiyor. Hepsinin programı emek, demokrasi ve özgürlük düşmanı olma noktasında tek tipleşiyor.

Bu atmosferde, 12 Haziran seçimleri, eğitimden sağlığa her şeyi paralı hale getiren düzen partilerinin pervasızca saldırılarına dur deme, 12 Eylül Anayasası’yla devam eden asker-polis rejiminin baskı ve imha politikalarını reddetme, onurlu bir iş onurlu bir yaşam koşullarını talep ederek “düzen partilerine oy yok” deme günü olarak önem kazanıyor.

Rejimin emek düşmanı ve baskıcı yüzüne karşı, gerçek anlamda demokrasiden ve emekten yana olan bir alternatifi desteklemek; emekçilerin ve ezilenlerin acil talepleri için sürdürdüğü mücadeleyi bu alternatif etrafında ortaklaştırabilmek, bugün yakıcı bir ihtiyaç. Bileşeni olduğumuz Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku ise bugün bu ihtiyacın anlamlı ve güçlü bir birliği haline gelmiş durumda.

Bu nedenle, İşçi Cephesi olarak 12 Haziran seçimlerinde, emekçilerden ve ezilenlerden yana bir seçim programıyla Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku adaylarını destekliyoruz!

Herkese iş ve iş güvencesi!

Esnek, taşeron, düşük ücretli ve güvencesiz çalışma düzenine karşı:

  • Herkes için iş ve iş güvencesi sağlanmasını, işten çıkarmaların yasaklanmasını;
  • Ücretler düşürülmeksizin günlük ve haftalık çalışma sürelerinin azaltılıp, haftalık çalışma süresinin 35 saate çekilmesini;
  • Asgari ücret ve emekli aylıklarının yoksulluk sınırının üzerinde belirlenerek vergi dışı tutulmasını;
  • Taşeron, esnek, kayıt dışı çalışma biçimlerine son verilmesini,
  • Cinsiyet farklarından dolayı yaşanan ücret farklılaşmasının önlenmesi için yasal tedbirler alınmasını, eşdeğer işe eşit ücret verilmesini savunuyoruz.

Kürt halkı için kendi kaderini tayin hakkı!

Muhatapsızlaştırılmış bir çözüm olarak sunulan ve hiçbir suretle ulusların siyasal eşitliğini gözetmeyen “açılım” süreci ve bunla paralel sürdürülen baskı politikalarına karşı;

  • İnkâr ve imha politikalarına son verilmesini,
  • Anadilde eğitimin yasallaşmasını,
  • Siyasi tutukluların serbest bırakılmasını, Operasyonların durdurulmasını ve Kürt ulusuna kendi kaderini tayin hakkının tanınmasını savunuyoruz.

İfade ve örgütlenme özgürlüğü!

Siyasi temsil önündeki engellere karşı;

  • Yüzde 10 seçim barajı kaldırılmasını, bağımsız aday olabilmek için istenen ücretin iptal edilmesini,
  • İfade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm yasal ve idari engellerin kaldırılmasını savunuyoruz.
  • İnanç özgürlüğü bağlamında, Diyanet İşleri Başkanlığının kapatılmasını, Aleviler ile öteki inanç toplulukları üzerindeki baskı ve ayrımcılığın son bulmasını, zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılmasını talep ediyoruz.

Emperyalizmle işbirliğine son!

Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların öngördüğü reçeteler etrafında işçi ve emekçilere yapılan saldırılar sürdürülüyor, tüm yük işçilerin sırtına bindiriliyor. Bunun yanında dış borç ödemeleri emekçilerden alınan ağır vergi yükleri ile sürdürülüyor. Buna karşı;

  • Dış borç ödemelerinin iptal edilmesini,
  • Emperyalizmle yapılan tüm anlaşmaların son bulmasını,
  • IMF ve NATO’dan derhal çıkılmasını talep diyoruz.

Cinsiyetçi uygulamalara hayır!

Sermaye egemenliği ile birleşen erkek egemenliğinin kadınlar üzerinde uyguladığı sömürü, baskı ve denetime, devlet eliyle sürdürülen cinsiyetçi rejime karşıyız. Bu yüzden,

  • Kadına yönelik şiddet önlenmeli, taciz, tecavüz ve cinayetlerin son bulması için koruma sağlanmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
  • Haksız tahrik indiriminin son bulmasını; kadın ve nefret cinayetlerinin nitelikli cinayet kapsamında sayılmasını,
  • Her mahalleye sığınma evi açılmasını,
  • Her iş yerine kreş ve ücretli, devredilemez babalık izni uygulanmasını,
  • Her kadına babadan, kocadan bağımsız sağlık güvencesi ve ev kadınlarına emeklilik hakkı tanınmasını savunuyoruz.

Doğanın tahribine son!

Kâr odaklı üretim insanın ve doğanın tahribi hatta yok oluşu pahasına varlığını sürdürme çabasında. Buna karşı,

  • Tüm doğal kaynakların kamu mülküne geçirilerek korunmasını ve de tüm kirletici sanayilerin doğanın ve insanın lehine kamulaştırılmasını savunuyoruz.

Yorumlar kapalıdır.