Mülteciler işçi sınıfının parçasıdır!

Son 3 yılda bir büyükşehir nüfusu kadar, yani 1,5 milyonu aşkın mülteci Türkiye’ye giriş yaptı.

Bu insanların durumu “mülteci” kelimesi ile tarif edilemeyecek bir karaktere sahip. İlk olarak bu insanlar, dünya işçi sınıfının 3 büyük düşmanından, Esad rejiminden, El-Nusra Cephesi’nden ve IŞİD’den kaçarak buraya geldiler. İkincisi, buraya geldiklerinde, Türkiyeli emekçilerin Almanya’da yaşadıklarını yaşadılar. Yani güvencesiz ve sigortasız işlerde, ortalama ücretin çok çok altlarında çalışarak, barınma izinleri olmaksızın hayatta kalmayı denediler ve hâlâ deniyorlar. Bütün bunların yanında, sınıf kardeşleriyle birliktelik kurmasın diye Türkiye emekçilerine pompalanan yabancı düşmanlığı da var. Yunan faşistlerinin Filistinlilere saldırısının benzerleri, Türkiye’de Suriyelilere dönük gerçekleşiyor. Halbuki işgücünü sömüren sınıfın aynı olmasından geçim şartlarının benzerliğine kadar, mülteciler Türkiye emekçilerinin sınıf kardeşleridir. Suriyeli mültecilerin kaybetmesi, işçi sınıfının da kaybetmesi anlamına gelecektir. İki kesimin de toplumsal kurtuluşu birbirine bağımlıdır. Yüzyıllardır eskimeyen birliktelik önermesi, bu durum için de geçerlidir; “Ya hep beraber, ya hiç birimiz.”

Yorumlar kapalıdır.