DTP Kürt halkını temsil etmiyormuş(!)

DTP kapatılmadan bir gün önce yani 10 Aralık’ta gazetelerde bir araştırmanın sonuçlarını okuduk. Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Kürt coğrafyasında yürüttüğü araştırmanın sonuçlarına göre DTP Kürt halkını temsil etmiyormuş!

Recep Tayyip Erdoğan’ın dönem dönem dile getirdiği bu terane böylece burjuva biliminin saygın(!) bir kurumu tarafından ispatlanmış oldu. Ertesi gün, yani 11 Aralık’ta DTP’nin kapatılma kararını öğrendiğimizde boğazımıza oturan kütleyi, “Her şey yeniden mi başlıyor”, “Hiçbir şey değişmemiş mi meğer” sorularını bu araştırmanın sonuçları sayesinde yutabildik; DTP zaten Kürt halkını temsil etmiyormuş!

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Yapı Araştırması 29 ilde 4 bin 761 kişi ile görüşülerek yapılmış. Kürt coğrafyası ile son 20 yılda bu coğrafyadan en fazla göçü alan 10 ildeki katılımcılara aynı sorular yöneltilmiş. Kürt coğrafyasında “DTP bütün Kürtleri temsil etmektedir” maddesine yüzde 23,5 “Katılıyorum”, yüzde 29 “Fikrim yok”, yüzde 47,5 ise “Katılmıyorum” cevabı verilmiş. Aynı araştırmaya göre terörün bir numaralı nedeni olarak ise işsizlik gösterilmiş.

Burjuva parlamentarizmi: kimin meclisteki koltuk sayısı fazlaysa o daha meşru!

Bu meşruiyet ve temsil sorununu daha net görebilmek için 2009 Yerel Seçimleri’nin sonuçlarını hatırlamakta fayda var. 2009 Yerel Seçimlerinde bölgedeki illere baktığımızda birçok ilin belediye başkanlığını hiçbir bölgede görülmeyen yüksek oranlardaki oylarla DTP almıştı. Örnek vermek gerekirse; Batman’da yüzde 59,67, Diyarbakır’da yüzde 69,27, Hakkâri’de yüzde 78,97, Siirt’te yüzde 49,43, Van’da yüzde 53,54 gibi oranlarla belediye başkanlıklarını DTP kazanmıştı.

2007 Genel Seçimlerinde ise şöyle bir tablo önümüzdeydi: Kayıtlı seçmen sayısı 42.376.953 iken oy kullanan seçmen sayısı 20.056.293 ve geçerli oy sayısı 19.049.691’di. AKP ise kayıtlı seçmenlerin yarısının katıldığı seçimde yüzde 46,58 oy oranıyla TBMM’deki 550 sandalyenin 341’ini almıştı*. Yüzde 10’luk seçim barajı nedeniyle birçok parti meclis dışında kalırken, yüzde 46’lık AKP, koltukların yüzde 62’sine sahip oldu! Alın size burjuva parlamentarizminin ufak bir bilançosu! Belki ‘Türkiye’nin partisi’ olmakla övünen AKP’lileri kızdıracağız ama TBMM’de kayıtlı seçmenlerin yarısının katıldığı seçimde yüzde 46’lık oy oranıyla yüzde 62 temsil edilmesine rağmen AKP de seçmeni temsil etmiyor bu durumda.

Meşruiyetin ifadesi sayılar mı?

Bu ufak karşılaştırmada esasen burjuva parlamentarizmini yine bu sistemin esaslarına uygun olarak eleştirdik. Sistemin kendi içinde ne kadar çelişkili olduğu gayet açık. DTP’nin bütün Kürt halkını temsil etmediğini söyleyerek DTP’nin meşruiyetini tartışmaya çalışıyorlar. MHP uyguladığı milliyetçi politikalarla bütün Türkleri mi temsil etmektedir? Bu sayılar, temsil oranları burjuva parlamentarizmi dahilinde olsun ya da olmasın meşruiyet adına pek bir şey ifade etmiyor aslında. İç çelişkilere haiz sistem, temsil hakkını DTP’ye tanımayadursun, DTP ve Kürt hareketi meşruiyetini Kürt halkının çektiği çilelerde buluyor, Kürt halkının yıllar süren mücadelesinde buluyor.

2009 Yerel Seçimlerinde karşılaştığımız il bazındaki yüksek oy oranları da bu mücadelenin ve meşruiyetin göstergelerinden biri. Ancak geçtiğimiz günlerde ‘KCK Operasyonu’ kapsamında bölgedeki eski DTP’li ve yeni BDP’li belediye başkanları da gözaltına alındı. DTP, BDP ya da Kürtlerin mücadele tarihinden ayrı tutamayacağımız herhangi bir ‘Kürt partisi’ Kürtleri temsil etmiyor değil, edemiyor; asker-polis rejimi buna izin vermiyor. Kürtlerin seçme hakkı ‘plastik kelepçeler’le tutuklanıyor.

Araştırmanınsa belki en sahici sonucu Kürt halkının en büyük sorunlarından birinin işsizlik oluşu. Bir kez daha soruyoruz o halde, ekmek ve adalet yoksa barış mümkün mü?

Yazan: Doğan Koca, 26 Aralık 2009

*Sayısal veriler için Vikipedi ve Hürriyet Daily News internet sitelerinden faydalanılmıştır.

Yorumlar kapalıdır.