Zamlara hayır! İşsize iş, ücretlere zam, herkes için insanca yaşam!
Gelmiş geçmiş hükümetlerin en başarılısı olduğunu söyleyen AKP hükümeti işçilerin, emekçilerin, dar gelirlilerin yeni yılını havai fişekler yerine adeta zam yağmuruyla kutladı. Tabir caiz ise iğneden ipliğe akla gelebilecek her ürün ve hizmete zam yapıldı. Üstelik zam yağmuru bitmiş değil, devamı var ve en fahiş oranlarda uygulanması söz konusu…
Örneğin 2009 yılı resmî enflasyon oranı yüzde 6,53 olarak açıklandı. Oysa Ocak 2010’da yapılan son zamla birlikte 2009 yılı başından bu yana elektriğe yapılan zam yüzde 10,4 oldu. Son iki yılın elektrik zammı ise yüzde 70’i aştı. Dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarına göre aylık enerji tüketimi ortalama 230 kilovat/saat kabul ediliyor. Bu, yılda yaklaşık 700 lira elektrik faturası ödemek anlamına geliyor. Yıllık bazda, geçen yıl yaklaşık 590 lira, önceki yıl da yaklaşık 440 lira fatura ödemekteydik. Diğer bir ifadeyle sadece son iki yılda elektriğe yapılan zam nedeniyle cebimizden 260 lira daha fazla para çıkıyor.
Başbakan ise emeklilere verdiği ortalama 80 lira zammın cakasını satmakla meşgul. Hesap ortada, sadece elektrik zammı emeklinin alacağı farkın üçte birini götürüyor. Doğalgaz, su, ulaşım, ekmek zammı derken emeklinin cebinden, aldığından çok daha fazlası çıkıyor.
Bunun için yüksek matematik bilmeye gerek yok. Sayıları 8 milyonu aşan emeklilerin yüzde 70’i aşağı yukarı asgari ücret düzeyinde maaş alıyor. Diğer bir ifadeyle emekliler 12 aylık maaşlarının bir aylığından daha fazlasını sadece elektrik faturasına veriyorlar.
Bu arada asgari ücret 31 lira gibi muhteşem bir zamla 577 lira oldu. Başbakan Erdoğan ise işin reklamında; hükümet oldukları yedi yılda asgari ücreti 184 liradan 577 liraya çıkardıklarını böbürlenerek anlatıyor. Türk-İş’in araştırma verilerine göre ise dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 812 lirayı aştı. Türk mucizesi bu olsa gerek: Açlık sınırının altında bir asgari ücret!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre her 100 kişiden 44,5’i herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışmakta. Bu ne anlama geliyor? Sağlık desteği yok! İş güvencesi yok! Kıdem tazminat hakkı yok! Emeklilik hakkı yok!
Kimileri asgari ücretli çalışan sayısının beş milyon civarında olduğu söylendiğinde inanmadığını söylüyor. Kuşkusuz bu bir inanç meselesi değil. Örneğin her 100 tarım emekçisinden 86,3’ü hiç bir sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil. Kent dışı çalışabilir tarım nüfusunun yaklaşık 16 milyon olduğu düşünülürse bu tablonun korkunçluğu daha net anlaşılabilir. Bu kadar da değil. Her 100 kişiden sadece 48,8’i işgücüne dâhil durumda. Nüfusun işgücüne katıl(a)mayan yarısından fazlasının ne yaptığı, nasıl yaşayıp geçindiği ise bir bilinmez.
Kentlerde her 100 gençten 26’sının işsiz durumda olması; her 100 işsizden 27’sinin bir yıl ve daha uzun süredir iş arayıp bulamaması gerçeği ise bu bilinmezin işsizlik, yoksulluk ve hatta açlıkla belirlendiğini göstermekte. Kısacası mevcut haliyle asgari ücret dahi toplumun çoğunluğu için tutunacak bir dal haline gelmiş durumda.
İşte AKP hükümeti böylesi bir Türkiye tablosuna rağmen iğneden ipliğe herşeye zam yapmaktan çekinmedi, çekinmiyor. Özel sektör çalışanlarının büyük kısmı iki yıldır zam almadı. Kamu emekçilerinin yüzde 3-5’i geçmeyen tek haneli zamları resmî enflasyonu karşılamaktan dahi uzak durumda.
Herşeye zam var ama ücretlere yok! Çünkü patronlar krizin faturasını çoktan işçi ve emekçilere çıkardı, AKP hükümeti de tahsilâtı yapmakla meşgul.
Kuşkusuz zamlara dur diyecek olan işçi ve emekçilerdir. Adaleti ağzından düşürmeyen ve lafa geldiğinde “Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir.” diyen AKP hükümetine gereken cevabı işçi ve emekçiler mücadele ve kararlılıklarıyla vereceklerdir. Böylesi bir mücadelede taleplerimiz açıktır:
Yapılan tüm zamlar geri alınsın!
Asgari ücret, açlık sınırı olan 812 liranın üzerine çıkarılsın!
Tüm işsizler için 812 liranın üzerinden işsizlik sigortası ödensin!
İşten atmalar yasaklansın!
İşsize iş, ücretlere zam, herkese insanca yaşam!
Yazan: İşçi Cephesi, 28 Ocak 2010
Yorumlar kapalıdır.