Haiti halkı Karayip korsanlarıyla mücadele ediyor

Bu yılın Ocak ayında 200 binden fazla insanın ölümüne yol açan ve üç milyondan fazla insanın da evsiz kaldığı veya yaralandığı bir depremle sarsılan Haiti halkı, yaklaşık üç hafta önce en az 21 kişinin ölümüyle ve 6500 kişinin evsiz kalmasıyla sonuçlanan bir kasırganın yaralarını da sarmaya çabalıyor.

Ancak, geçen ay Haiti’nin tahıl ambarı olarak anılan Artibonite bölgesinde başlayan kolera salgını şimdiden, 10 bin kişiye bulaşmış ve en az 1100 kişinin hayatına mal olmuş durumda. Bütün ülkeye yayılan hastalık yaklaşık 200 bin kişiyi de tehdit ediyor. Bütün bu istatistikleri alt alta topladığımızda dahi basitçe ortaya çıkan tablo: 10 milyonluk nüfusunun neredeyse yarısı deprem, sel, salgın hastalık gibi afetlerden bir biçimde etkilenmiş durumda olan bir ülke.

Son 30 yılda Amerikan hükümetlerinin baskılarıyla imzalanan IMF anlaşmaları Haiti halkını neoliberal politikaların pençesine terk etmiş durumda. Bu politikaların bir sonucu olarak gelen, yoğun işsizlik ve kitlesel yoksulluk, IMF politikalarından “bağımsız” bir ekonomi vaadiyle kitlelerin karşısına çıkan ve 2004’teki askeri darbeden beri yasaklı olan Fanmi Lavalas isimli partinin lideri Jean-Bertrand Aristide’yi yüzde 75 gibi bir oy oranıyla iktidara taşıdıysa da; 1991 yılında ABD destekli bir darbe, zaten mümkün olmayan, “bağımsız” bir ekonomi rüyasının sonu oldu.

1994 yılında yine ABD’nin “desteğiyle” yeniden inşa edilen demokrasiyle beraber iktidara gelen ve Aristide’nin de o dönem içinde bulunduğu OPL (Halkın Savaşçı Partisi), artık neoliberal politikaların iflah olmaz bir uygulayıcısı haline gelmişti.

Bugün ABD hükümeti tarafından çalıştırılan ve görünürde işsizliği azaltmak için, günlüğü 4 ABD Dolarına*, depremde yıkılan binaların molozlarını temizleyen işçiler iki şeye hizmet ediyor. Birincisi, depremin kalıntılarının ortadan kaldırılmasıyla görünürde bir iyileşme sağlanması ve ikincisi ise, özellikle genç erkekleri istihdam ederek olası isyanların önüne geçmeye çalışmak.

28 Kasım’da seçim sandığına giden Haiti’de 18 adaydan 12’si seçime katılmama kararı aldı. Seçimi tanımayan ve salgından ötürü BM “barış” gücünü suçlayan halk ise, seçim merkezlerine ve BM askerlerine saldırdı. Çıkan çatışmalarda ölenlerin de olduğu biliniyor. Çatışmaların, uluslararası toplumun yardımlarının ulaşmasına engel olduğunu iddia eden BM görevlileri, salgının çıktığı bölgedeki kanalizasyon sistemini iyileştirmek için, Haiti hükümeti tarafından, Amerikan bankalarından alınan kredilerin dahi ambargo sebebiyle ulaşmamış olduğunu ve aynı bölgede bulunan BM askeri üssünün kirlettiği nehrin salgına yol açtığını bilmiyor olamaz.

Haiti’ye yapılması planlanan ve hâlihazırda yetersiz olan yardımların çok küçük bir bölümü ülkeye ulaşmış durumda. Yardımların dağıtımı konusundaki şüpheler ise hâlâ gündemde. Anlaşılan o ki, bankaları kurtarmak için milyarlarca doları bir çırpıda gözden çıkaran, füze kalkanı projesi için “oldukça” maliyetli anlaşmaları imzalayan “uluslararası toplum” Haiti halkına “silah zoruyla” yardım etmekte kararlı. Bu yüzden çatışmalar başkent Porte-au-Prince’e kadar yayılmış durumda…

*Haiti’de ortalama işçi ücreti günlük 2 ABD Doları. Ancak uluslararası kuruluşlar dahi, asgari yaşam koşullarının sağlanması için gerekli olan ücretin 14 ABD Doları olduğunu bildiriyor.

Yorumlar kapalıdır.