12 Haziran seçimleri ve İşçi Cephesi

Dünya çapında emekçilere yönelik neoliberal saldırılara eşlik eden ekonomik kriz, yaşam koşullarımızı giderek ağırlaştırdı. Güvencesizlik ve geleceksizlik işçi ve emekçilerin hayat standartları haline geldi. Buna karşılık Avrupa’da seferber olan kitleleri, Ortadoğu’daki devrimler silsilesi izlemeye başladı. Başka bir dünyaya giden yolun kapılarını aralayan emekçi halkların mücadelesi, aynı yıkımın mağduru Türk ve Kürt emekçilerin mücadelelerine örnek olmaktadır.

Bu topraklarda ise, sınıf üzerindeki sömürü ve denetim durmaksızın devam ediyor. AKP’nin 8 yıllık iktidarında dış borç iki kat arttı, işsizlik yüzde 20 dolaylarında, toplumun yüzde 65’i örgütsüz ve güvencesiz bir yaşam sürüyor. Benzer şekilde “açılım” adı altında Kürt halkının mücadelesi denetim altına alınmaya ve önderliği tasfiye edilmeye çalışılıyor. Böyle bir atmosferde yaklaşan 12 Haziran Seçimleri emekçiler, Kürt halkı ve ezilen tüm kesimler için büyük önem arz ediyor.

Düzen partileri AKP, CHP, MHP bugüne kadar burjuvazinin saldırı programının bizzat savunucusu ve uygulayıcıları oldular. Krizden Türkiye burjuvazisi kârlarını katlayarak çıkarken, artan işsizliğe ve yoksulluğa ilişkin bir çözüm üretmeyi tercih etmediler; bunun yanı sıra Kürt halkının siyasi katılımını engellemek, onu baskı altında tutmak için blok halinde hareket ettiler. Demek ki bu seçimlerde gerçek anlamda sınıfın ve ezilen kitlelerin acil ihtiyaçları çerçevesinden bakan bir programın adaylarını desteklemeye ihtiyacımız var.

12 Haziran seçimleri, eğitimden sağlığa her şeyi paralı hale getiren düzen partilerinin pervasızca saldırılarına dur demek, 12 Eylül Anayasası’yla devam eden asker-polis rejiminin baskı politikalarını reddetmek, onurlu bir iş onurlu bir yaşam koşullarını talep ederek düzen partilerine, “Oy yok!” demenin günüdür.

Bugün bileşeni olduğumuz Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku bu ihtiyacın anlamlı ve güçlü bir birliği haline gelmiştir. Daha birkaç hafta öncesinde Blok’un adaylarını veto eden YSK’nın tavrına ilişkin AKP sesini çıkarmamış, MHP desteklemiş, CHP ise göstermelik bir çağrıda bulunmuştu. Nitekim protestolarda polis kurşunuyla ölen İbrahim Oruç, süre giden KCK tutuklamaları hala gündemdeyken, rejimin emek düşmanı ve baskıcı yüzüyle uzlaşmamak, gerçek anlamda demokrasiden ve emekten yana olan bir alternatifi desteklemek bugün yakıcı bir ihtiyaç.

Tüm bu gerekçelerle, İşçi Cephesi olarak 12 Haziran seçimlerine emekçilerden ve ezilenlerden yana bir seçim programıyla Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku adaylarını destekliyoruz!

Herkese iş ve iş güvencesi

Herkes için iş ve iş güvencesi, işten çıkarmaların yasaklanmasını,

Günlük ve haftalık çalışma süreleri azaltılıp; ücretler düşürülmeksizin haftalık çalışma süresi 35 saat olmasını,

Asgari ücret ve emekli aylıkları, yoksulluk sınırının üzerinde belirlenecek, vergi dışı tutulmasını,

Taşeron, esnek, kayıt dışı çalışma biçimlerine son verilmesini,

Cinsiyet farklarından dolayı yaşanan ücret farklılaşmasının önlenmesi için yasal tedbirler alınmasını, eşdeğer işe eşit ücret talep ediyoruz.

Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı

Muhatapsızlaştırılmış bir çözüm olarak kendini ifade eden “açılım” süreci, hiçbir suretle kaderini tayin hakkını içermiyor. Bu yüzden, her şeyden önce ulusların siyasal eşitliğinin tanınması için inkâr ve imha politikalarına son verilmesi, siyasi tutuklularının serbest bırakılması, anadilde eğitimin yasallaşması, operasyonların durdurulması ve Kürt ulusuna kendi kaderini tayin hakkının tanınmasını istiyoruz.

Demokratik dönüşümler

Yüzde 10 seçim barajı kalkmalı, bağımsız aday olabilmek için istenen ücret iptal edilmelidir.

İfade hürriyeti ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılmalıdır.

İnanç özgürlüğü bağlamında, Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalı, Aleviler ile öteki inanç toplulukları üzerindeki baskı ve ayrımcılık son bulmalı, zorunlu din dersi kaldırılmalıdır.

Emperyalizmden kopuş

Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların ön gördüğü reçeteler etrafında işçi ve emekçilere yapılan saldırılar sürdürülüyor, tüm yük işçilerin sırtına bindiriliyor. Bunun yanında dış borç ödemeleri emekçilerden alınan ağır vergi yükleri ile sürdürülüyor.

Bu yüzden; Dış borç ödemeleri iptal edilmesini, emperyalizmle yapılan tüm anlaşmalar son bulmasını, IMF ve NATO’dan derhal çıkılmasını istiyoruz.

Kadın

Sermaye egemenliği ile birleşen erkek egemenliğinin kadınlar üzerinde uyguladığı sömürü, baskı ve denetime, devlet eliyle sürdürülen cinsiyetçi rejime karşıyız.

Bu yüzden; Kadına yönelik şiddet önlenmeli, taciz, tecavüz ve cinayetlerin son bulması için koruma sağlanmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.

Her mahalleye sığınma evi açılmasını,

Her iş yerine kreş ve ücretli, devredilemez babalık izni uygulanmasını,

Her kadına babadan, kocadan bağımsız sağlık güvencesi, ev kadınlarına emeklilik hakkı tanınmasını savunuyoruz.

Yorumlar kapalıdır.