BEDAŞ direnişi 96. gününde

İki ay boyunca maaşlarını alamadıkları için Enerji-Sen’de sendikalaşan ve ‘iş edimini yerine getirmeme’ hakkını kullanan 120 taşeron BEDAŞ işçisi, işveren tarafından hukuksuz bir şekilde işten çıkarılmıştı. BEDAŞ yönetiminin sendikalaşmaya ve işçilerin haklarını aramasına karşı aldığı bu net tavra işçilerin cevabı tam 96 gün önce direnişe geçerek cevap vermek olmuştu.

Direnişin 96. gününde BEDAŞ işçileri her Cuma Galatasaray Lisesi önünden BEDAŞ Genel Merkezi’ne yaptıkları yürüyüşlerini tekrarladılar. İstiklal Caddesi boyunca yürüyen işçiler cadde üzerindeki Kiğılı mağazasının önünde sloganlar atarak direnişteki Kiğılı işçilerinin ve “Havada karada her yerde direniş” sloganıyla Taksim merkezde bulunan THY binasının önünde direnişteki THY işçilerinin haklı direnişlerini selamladılar.

Yaklaşık 300 kişilik korteje çeşitli demokratik kurumlar da destek verdi. “Taşerona teslim olmayacağız”, “Söz yetki karar çalışanlara”, “Direne direne direnişte zafere”, “İşimizi geri alacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlarıyla yürüyen işçilerin yürüyüşleri BEDAŞ önünde kurulmuş olan direniş çadırında son buldu. BEDAŞ önünde Enerji-Sen genel başkanı Kamil Kartal son haftalarda yaşanan iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. “Bizim mücadelemiz üç kuruş fazla para kazanma mücadelesi değildir. Her şeyden önce işverenlerin çalışanlar üzerinde oluşturduğu baskı ve zulme son verilmesini istiyoruz.” sözleriyle direnişin ruhunu yansıtan Kartal son haftalarda 170’ten fazla iş kazası yaşandığını belirtti, bu kazaların sorumlusunun maliyeti düşürmek için güvenlik önlemi almayan patronlar olduğunu söyledi.

Açma-kesme servisinde çalışan işçiler sendikalaştıkları için işten atılmışlardı. Atılan işçiler BEDAŞ içinde sendikalı olarak çalışan açma-kesme işçilerinin iş yavaşlatma eylemleri sayesinde geri alınmıştı. Açma-kapama servisindeki sendikalı işçiler bugün okuma servisinde çalışan sınıf kardeşleri ile dayanışma içinde yürüyüşlere katılıyorlar. O işçilerden, BEDAŞ’tan bir sene içerisinde 7 sefer atılan Selami Öğretici yaptığı konuşmada “Şimdi direnişteki arkadaşlarıma destek verdiğim için yeniden işten atmakla tehdit ediyorlar. 7 kez değil 77 kez de işten atsanız, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim” dedi.

Mustafa Turna’nın okuduğu basın açıklamasının tam metni:

BASINA VE KAMUOYUNA

Enerji işçileri direnmeye devam ediyor. İŞİMİZİ GERİ ALACAĞIZ!

Bizler Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi için taşeron şirketler üzerinden çalışan enerji işçileriyiz. 2 aydır maaşlarımızı alamadığımız için İş Kanunu’nun 34. Maddesine istinaden 21 Mayıs günü “iş edimini yerine getirmeme” hakkımızı kullandık. Bunun sonucunda BEDAŞ ve taşeron şirket yönetiminin keyfi uygulamalarına maruz kalarak hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldık. Ve işten çıkartıldığımız 29 Mayıs tarihinden bugüne, yani 96 gündür BEDAŞ binasının önünde direnişimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

Enerjide taşeron ölüm demektir!

Taşeron çalışmanın yasak olduğu enerji iş kolunda iş sağlığı ve iş güvenliği işveren için birer maliyet unsuru olduğundan, bizle işimizi yaparken can vermeye devam ediyoruz. İş cinayetlerinin en çok görüldüğü sektörlerden biri olan enerji sektöründe en son Muş’ta, Adana-Merkez’de ve Batman-Gercüş’te enerji işçisi arkadaşlarımızı iş cinayetlerine kurban verdik. Patronların daha fazla kâr elde edebilmesi için daha kaç işçi arkadaşımızın ölmesi gerekiyor?

Patronların kârı için işçiler ölürken, AKP hükümeti buna göz yumuyor!

Çalışma koşullarını sil baştan sermaye lehine düzenleyen AKP hükümeti güvencesiz, esnek, taşeron çalışmayı kural haline getiriyor. AKP sınıf düşmanı ekonomik ve sosyal politikalarını her çıkardığı yasayla daha da pervasızlaştırmaya devam ediyor. Tüm politikalar sonucunda yapmak istedikleri biz işçileri patron ve devlet için daha az maliyetli hale getirmek iken, bizim payımıza düşen ise açlık, sefalet, işsizlik ya da iş cinayetleri oluyor.

Üstelik bu süreci, çalışma yaşını ve ücretleri düşürmek için en son 4+4+4 yasası ile eğitim sisteminin değiştirilmesi; kürtaj hakkının düzenlenmesi üzerinden nüfus politikalarının yeniden belirlenmesi gibi uygulamalarla da desteklenmeye çalışıyor.

Gücümüz örgütlülüğümüzden geliyor!

AKP ve patronlar tüm bu sınıf düşmanı politikaları rahatça uygulayabilmek için bir yandan da bizi örgütsüzleştirmeye çalışıyor. İşten atılmamızın ve 96 gündür süren direnişimizin bir diğer sebebinin bu olduğunu çok iyi biliyoruz. Ancak Enerji-Sen üyesi işçiler olarak buna izin vermeyeceğiz. İstanbul’daki BEDAŞ direnişimizle beraber yine sendikamız üyesi Adana’daki TEDAŞ işçileri benzer sebeplerle direnişteler. Adana’da 170 gündür sürmekte olan direnişteki işçi kardeşlerimizi buradan selamlıyor ve onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu söylüyoruz.

Her direniş işçi sınıfını zafere bir adım daha yaklaştıracaktır!

Bizler biliyoruz ki var olan her direnişteki işçi yalnızca kendi talepleri için mücadele etmiyor aynı zamanda işçi sınıfının mücadelesini de yükseltiyor. Ancak bu mücadeleleri zaferle sonuçlandırabilmek ve sonrasında kazanımlarımızı kalıcılaştırabilmek mücadeleleri birleştirmekten geçiyor. Dolayısıyla Enerji-Sen sendikası olarak mevcut her bir direnişi sahipleniyor ve tüm bu direnişler bizim de direnişimizdir diyoruz.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

BEDAŞ yönetimi taşeron şirketi ve AKP hükümeti bilmeli ki karşılarında örgütlü enerji işçileri var. Bizler işimizi geri alana dek çadırlar kurmaya, sloganlar atmaya, halaylar çekmeye devam edeceğiz. Bugün 96. Gününde olan direnişimizi işimize geri dönene dek sürdüreceğiz!

TAŞERONA TESLİM OLMAYACAĞIZ!

YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!

Basın açıklamalarından sonra direniş çadırına gelen Pınar Aydınlar türkülerle direnişe destek verdi. Eylem halaylar eşliğinde sona erdi.

İşçi Cephesi olarak BEDAŞ işçilerinin haklı direnişlerini selamlıyoruz. Direnişin büyüyerek devam etmesini ve zafere ulaşmasını umuyoruz.

Yorumlar kapalıdır.