Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki Arap devrimci süreci yeni bir aşamaya giriyor. Suriye’de muhalif güçler, birçok yeni bölgenin kontrölünü ele geçirirken, çatışmalar Şam’ın merkezine dek ilerlemiş durumda. Ürdün’de yeni zamların tetiklediği protestolarda, Kral Abdullah’ın yıkılması, rejimin devrilmesi sloganları ön plana çıkyor. Devrimlerin başladığı yer Tunus’ta ise, işsizliğin yüzde 50 civarında olduğu Silyana kentinde iş ve sosyal haklar talebiyle başlayan eylemler, polisin ve ordunun müdahalesiyle, bölgesel ayaklanmaya doğru evrilmekte.
Fakat, bölge adına asıl belirleyici gelişme Mısır’da yaşanmakta. Olağanüstü yetkilerle ülkeyi yöneten devlet başkanı Mursi’nin, 22 Kasım’da yetkilerini daha da artıran bir kararname çıkarması, kitleleri yeniden sokağa döktü. Başta Tahrir Meydanı’nda olmak üzere, ülkenin birçok kentinde on binlerce kişi tarafından protesto gösterileri düzenlendi, çeşitli yerlerde Müslüman Kardeşler’in binaları ateşe verildi. Devrimin sembolü Tahrir Meydanı’na yeniden çadırlar kurulurken, eylemlerde, “Mursi, Mübarek, devrim her yerde!”, “Halk rejimin devrilmesini istiyor” gibi sloganlar ön plana çıktı. Cumhurbaşkanı’nın ve anayasa taslağını hazırlayan Kurucu Meclis’in kararlarını yargı denetimi dışına alan kararname geri çekilmeden kitleler, sokakları terk etmeyeceklerini haykırdı.
Mısır’da Mübarek’in devrilmesinin ardından iktidara Müslüman Kardeşler gelmişti. Fakat, Müslüman Kardeşler’in, neoliberal uygulamaları aynen sürdürmesi, vaat ettiği gibi İsrail’le Camp David Antlaşması’nı yırtmak yerine emperyalizm ve İsrail’le sıkı ilişkileri devam ettirmesi, eski rejimin sorumlularını yargılamak yerine onlarla uzlaşmaya gitmesi gibi gerekçelerle, Mısır’ın emekçi halkı nezdinde Müslüman Kardeşler’in popülaritesi giderek düşmekte. Mursi’nin yetkilerini mutlaklaştıran yeni kararname ise, bardağı taşıran son damla oldu ve devrimi ellerinden çaldırmak istemeyen kitleler tarafından, Müslüman Kardeşler iktidarına karşı ilk kez bu denli kitlesel gösteriler gerçekleşti.
Öte yandan, Müslüman Kardeşler iktidarına karşı gerçekleşen bu kitlesel seferberlikler, Arap devrimlerinin aslında ABD yanlısı İslamcıları iktidara getirmek üzere emperyalizm tarafından düzenlenen bir komplo olduğunu söyleyenlerin veya İslamcıların iktidara gelmesinin ardından Arap devrimlerinin sona erdiğini iddia edenlerin söylemlerini bir kez daha boşa çıkardı.
Mısır’daki son gelişmeler, canları pahasına diktatörleri deviren kitlelerin, devrimin taleplerinden kolay kolay vazgeçmeyeceklerini, Arap devrimlerinin açık bir süreç olduğunu bir kez daha ortaya koymakta.
Yorumlar kapalıdır.