Özelleştirme saldırısında sıra TCDD ve PTT’de
Ulaşım ve iletişim hakkı temel ihtiyaçlardır, bu hizmetleri yapan ve kamuya ulaştıran kuruluşların kâr yapması asıl hedef değildir, ya da çalışanları taşeron tarafından değil, direkt kamu bünyesinde iş güvenceli bir biçimde istihdam edilmesi gereklidir. Fakat hükümet ve sermaye bundan farklı düşünüyor, PTT ve TCDD gibi kamu kurumlarını tamamen özelleştirmek için çalışmalara çoktan başladı, son günlerde ise durum netleşti, istenen PTT A.Ş VE TCDD A.Ş.
PTT A.Ş ve TCDD A.Ş değil! Güvenceli iş, onurlu bir yaşam!
2010 yılındaki Ulaştırma Şura’sında PTT’nin Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) statüsünden çıkartılması yönünde atılacak ilk adımların izi görülmüştü. İstenen, Türk Ticaret Kanunu’na uygun bir yasal düzenleme ile anonim şirketine haline getirilmiş bir PTT A.Ş. Özelleştirme için öne sürülen nedenlere bakalım
1. PTT kâr etmiyor
Etmek zorunda değildir! Haberleşme ve iletişim temel ihtiyaçtır. Ayrıca bu yargı, tamamen yalandır, 2003 yılında 23 Milyon TL kârı var iken, 2011 yılı karı 175 Milyon TL’ye çıkmıştır.
2. Dünyadaki örnekleri özelleştirildi, sadece Türkiye kaldı
Sınıf mücadelesini kırmak ve özel şirketleri daha çok zengin etmek isteyen böyle bir anlayış desteklenemez. Mesela, Arjantin’de özelleştirilen posta idaresi kısa bir süre önce yeniden kamulaştırıldı.
3. PTT gelişen piyasa ihtiyaçlarına cevap veremiyor
PTT hiçbir bankanın olmadığı (36 ilçe ile 1398 belde ve köy olmak üzere 1434 yerleşim yeri), hiçbir özel kargonun gitmediği köylere ve ilçelere hizmet vermektedir. PTT’nin asıl amacı kamuya hizmet götürebilmektir fakat özel işletmeler bunu yaparken şirket çıkarlarını ön plana alır.
Aynı koşullar TCDD için ve diğer özelleştirilmek istenen kamu kuruluşları için de geçerli. Fakat bu ve bunun gibi maddeleri her fırsatta öne çıkartan hükümet ve basın, taşeronlaşma ve işçilerin onurlu bir yaşam hakkını görmezden geliyor. Şu an, PTT’de 8 bin emekçi taşeronlar üzerinden çalıştırılıyor, bununla beraber güvenceli statüde çalışan sayısı gün geçtikçe azalmakta.
PTT’nin ve TCDD’nin içinde bulunduğu bu durum, sınıf mücadelesi ve özelleştirilmek istenen kamu kurumlarının geleceği açısından önemli. 3 yıldır taşeronlaşmaya karşı mücadele veren PTT işçileri, 7 Şubat’ta yaptıkları grev ile meclise sunulan PTT’nin özelleştirilmesi yasasını geri çektirerek, sınırlılıkları olsa da bir kazanım elde ettiler. Bu açıdan Demiryolu Çalışanları Platformu’nun aldığı eylemlilik ve 16 Nisan’daki grev kararı oldukça kritik. Mücadelelerin azaldığı ve geri çekildiği bir dönemde, iletişim ve ulaşım işçilerindeki kıpırdanma, işçi ve sendikalar için yeni bir dönemin habercisi.
Yorumlar kapalıdır.