Beşiktaş Çarşı sadece bir taraftar grubu değildir!
Simon Kuper’in de dediği gibi “Futbol asla sadece futbol değildir.”
Futbolun toplum ve politika üzerindeki etkisi tartışılmaz bir gerçek. Bunun en yakın örneğini İstanbul’daki Gezi Parkı eylemlerinde gördük.
Gelelim asıl konumuza!
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Olimpiyat Stadı’nda Beşiktaş ve Galatasaray arasındaki derbi maçta meydana gelen olaylara…
Maçın bitimine sadece iki dakika kala bazı “seyirciler” sahaya indi ve maç tatil edildi. Maç öncesinde doğal olmayan olaylar yaşandı. Sabah saatlerinde turnikeler kaynak makinaları ile kesilmiş, turnikelerin biletleri okuyan elektronik aksamı tahrip edilmişti. Ayrıca kapılar zorlanmış, bazı kapılar kırılmıştı. Maça gidenlerin anlatımına bakılırsa polis bu olaya müdahale etmemiş, seyirci kalmıştı ve kapasitesinin üstünde bir seyirci kitlesinin bulunduğu maç uzatma dakikalarında Galatasaraylı Melo’nun kırmızı kart görmesinden sonra bazı seyircilerin sahaya girmesiyle sonuçlanmıştı.
Sahaya girenlerden bazıları “Ya Allah bismillah Allahu Ekber” naraları atarak özel güvenliği ve polisi kovalamıştı.
Amaç, bu işi Beşiktaş Çarşı grubuna mâl etmekti.
Fakat aptalca bir durum söz konusu idi. 1453 Kartalları denen gruba dahil olan ve tekbir getirerek sahaya giren grup Çarşı grubunun tekbir getirmeyeceğini pek hesaba katmamıştı. Bu bahsi geçen 1453 Kartalları taraftar grubu Gezi eylemleri esnasında Çarşı grubuna karşı çıkartılan sanal bir gruptu ve hiçbir geçmişi olmayan, sadece AKP gençlik kollarından ve MHP’den devşirme oluşan bir kitleydi.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, “Kesinlikle biletsiz seyirci maça girmemiştir.” iddiasında bulunmuştu. Fakat iş öyle değildi. On bini bulan biletsiz seyirci de maçtaydı. AKP’nin planı tutmamış, bomba ellerinde patlamış, bu olayları Çarşı grubunun çıkardığına hiç kimseyi inandıramamışlardı.
Pekiyi, AKP Çarşı grubu ile neden bu kadar uğraşıyor? Çarşı grubu toplumsal hassasiyetlere önem vererek futbolun politik yönünü de kullanıyordu. Çarşı, babası Ahmet Kaymaz’la birlikte öldürülen Uğur Kaymaz’ın ölümünü trübünlerde protesto etmişti. Hrant Dink’in katledilişini, askerlerin Ceylan Önkol’un bomba ile ölümüne sebep oluşunu ve buna benzer birçok konuyu tribünlerde protesto ederek gündeme getirmişti. En son Gezi eyleminde de hassasiyetini göstermiş, Gezi eylemlerinde polisle çatışmaya varana kadar birçok eylemde bulunmuştu. AKP’nin bu durum elbetteki tepkisini çekmişti ve Çarşı’dan bunun hesabını sormak için fırsat kolluyordu. Bu fırsatı olaylı maçta yakalamayı umuyordu ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Çarşı haksızlığa karşı tavrını sürdürüyor.
Yorumlar kapalıdır.