Emekçinin ayakkabı kutusu: Asgari ücret
20 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren asgari ücrete yapılacak zam miktarı için, tespit komisyonu toplandı. İşveren temsilcileri, 2014 yılı Ocak ve Temmuz için sırasıyla %3 + %3 zam önerdiler. Asgari ücreti belirleyecek olan nihai toplantı 26 Aralık’ta yapılacak.
Son 10 yılda ortalama ekonomik büyümenin %5 olduğu Türkiye’de asgari ücret yerinde saymaya devam ediyor.
Nedir asgari ücret?
Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir. Asgari ücret belirlenirken günlük kalori ihtiyacı, sosyal ve fizyolojik ihtiyaçlar üzerinden hareket edilmesi gerekiyor, bu ihtiyaçları gidermek için tüketilmesi gereken ürünler belirleniyor ve bu ürünlerin fiyatları üzerinden bir günlük ücret tespiti yapılıyor. Örneğin sinema bileti ve spor karşılaşması bileti de düşünülerek bir hesap yapılıyor. Bunun dışında kira bedelleri, ulaşım ve sağlık harcamaları da asgari ücret hesabında dikkate alınıyor. Elbette bunları hepsi mevzuata göre böyle.
Yoksa dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 3.500 TL olduğu bir ülkede asgari ücret, net 804 TL olur muydu? Değil sinema bileti, asgari ücretli bir işçinin fatura parasını zor denkleştirdiği durumda bile zenginlere göre oransal olarak çok daha fazla vergi veriyor. Vergi rekortmeni 100 kişinin ödediği yıllık vergi oranı %5 iken, asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı ise yüzde 15 ile en zengin 100 kişinin ödediği vergi oranının üç katı. Alım gücü onbir yılda %52 azalan asgari ücretlinin brüt 1021 olan ücreti, eline geçtiğinde 804 TL’ye iniyor. 217 TL’lik fark…
Seçim kampanyalarında asgari ücretten vergi alınmayacağı sözü veren hükümetin yıllar geçtikçe asgari ücretten alınan vergi ve sigorta primlerini arttırdığı görülüyor. Örneğin 2008 yılının 2. yarısında brüt 638 TL olan ücretten net kalan 546 TL iken, 2011 yılının 2. yarısı brüt 837 TL’ye çıkan asgari ücretten işçiye düşen net miktar 599 TL olmuş. İşte kara para aklamada ve yolsuzlukta ustalık dönemini yaşayan hükümetin emekçiye reva gördüğü miktar… Ekonominin büyümesinin ve kişi başı mili gelirdeki artışın, zenginliğin asıl kaynağı emekçiye yansıtılmadığı sürece bir safsatadan ibaret olduğu ortadadır.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR) raporuna göre milli gelir oranındaki artış asgari ücrete yansıtılsaydı bugün net miktar 1634 lira olacaktı.
İşçi sendikaları asgari ücretten vergi alınmaması ve ücretin en az 1600 TL olması görüşünde.
Her ne kadar 3+3 zam şu an kesinleşmese de sendikalar, asgari ücret için bir eylem hazırlığı içerisinde değil.
Madem ki, ekonomi büyüyor. İnsanca yaşayacak asgari ücret için miktar, yoksulluk sınırının üzerine çekilsin.
Yorumlar kapalıdır.