Asgari ücrete, emeklilere, tüm ücretlere gerçek enflasyon oranında derhal zam!

AKP iktidarının Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek öncülüğünde yürüttüğü ekonomi politikaları yerli ve yabancı sermayeye kâr artırma garantisi verirken emekçileri yoksullaştırıyor. İktidar, enflasyonu düşürme adı altında uyguladığı kemer sıkma politikaları kapsamında, açlık sınırının altında kalan asgari ücrete temmuz zammı yapılmayacağını açıkladı. İktidar hep bir ağızdan “Ekonomik göstergeler olumlu, zamma gerek yok” derken, Mehmet Şimşek de asgari ücretin aslında düşük olmadığını savunmakta.

Olumlu olan tek bir şey varsa o da patronların durumu! İstanbul Sanayi Odası (İSO), “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu araştırması”nın 2023 yılı sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin en büyük 500 şirketi 937 milyar 338 milyon lira faaliyet kârı elde etti. Söz konusu şirketlerde çalışan bir işçi 2023 yılında patronuna 1 milyon 166 bin lira kâr kazandırırken kendi ücreti ortalama 28 bin lira oldu. Buna göre sömürü oranı yüzde 345’e ulaştı.

Türkiye’de ücretlerin düşürülmesi patronlar açısından hayat memat sorunu. Mehmet Şimşek’in izlediği “enflasyonla mücadele” politikaları, talebi kısarak enflasyonu düşürmekten ziyade, ücretleri baskılayarak sömürüyü artırmaya odaklı. Asgari ücretin ortalama ücrete dönüşmesinin, her 10 işçiden 6’sının asgari ücret ve biraz üstünde çalışmasının temel nedeni de budur. Bu oran, 20 sene önce her 10 işçide 4 işçi iken 2022 yılında yüzde 33,8’e çıktı. Mehmet Şimşek’in “yüksek” dediği ücretler reel olarak erimeye, emeğin milli gelirden aldığı pay düşmeye devam ediyor.

Asgari ücrete sene başında yapılan artış ve EYT gibi icraatlarla emekçilerin hayatını kolaylaştırdığını iddia edenler bizzat gıda, barınma, sağlık gibi temel geçim kalemlerine yapılan fiyat artışlarını istatistiklerde gizliyor. Fiyatlara yapılan artışlar hiçbir şekilde denetlenmezken, işçi maliyetlerinin kısılması patronların kârlılığına olumlu olarak yansırken işçilerden dişlerini sıkmalarını beklemek, aldıkları üç kuruşun ekonomik göstergeleri bozacağını iddia etmek sınıf düşmanlığından başka bir şey değildir.

Gelinen noktada ücretlerin artması biz emekçiler için hayat memat meselesidir. Bu tabloda, temmuz zammı ve tüm ücretlere 3 ayda bir gerçek enflasyon oranında zam elzem! Ancak bu iktidarı devireceği iddiası ile yerel seçimlerde büyük şehirleri alan ana muhalefet partisi CHP de grup toplantılarında yaptığı açıklamaların ötesine geçmezken aslında kimlerin çıkarlarını temsil ettiğini mevcut pratiği ile ortaya koyuyor. Nitekim onlar da olumlu göstergelerden memnun belli ki. Benzer şekilde emek örgütleri, konfederasyonlar ile bağlı sendika merkezlerinin tepkileri de oldukça sembolik kalmakta; kendi tabanını sürüklemeyen birkaç eylemliliği aşmamaktadır. İşçilerin yegâne örgütlülükleri olan sendikaların, emek örgütlerinin bugün ücret mücadelesinde, işçi haklarına yönelik saldırıların karşısında ortaya koydukları pratik tutumun yetersiz olması bir yana, bugün emekten yana tüm kesimlerin tüm ücretlere gerçek enflasyon oranında zam talebi ile bir araya gelmesi ve emeğin hakkını savunması gerekiyor. Bunun için daha güçlü bir birlikteliğe, bir emek ittifakına ihtiyaç şart.

Yorumlar kapalıdır.