İşsizliğin sebebi göçmen işçiler değil, kapitalizmdir!
Yaşadıkları yeri, ailelerini, kültürlerini, geçmişlerini bırakıp daha iyi bir yaşam hayalinin peşinden yollara düşüyor göçmen işçiler. Bilmedikleri, tanımadıkları insanlar arasında, kimi zaman hiç bilmedikleri bir dilin konuşulduğu bir yerde çalışmaya mecbur kalmış bu insanlar, kaçak yollarla giriş yaptıkları ülkelerde girdikleri bütün işlerde patronlar tarafından yok sayılıyor, kölece koşullarda çalıştırılmaya zorlanıyor, tehdit ediliyor, bu da yetmezmiş gibi gittiği bölgelerdeki işçiler tarafından da dışlanmayla karşı karşıya geliyorlar. İşsiz kalan işçi işsiz kalışının sorumlusu olarak göçmen işçileri görüyor. İşsizlik azken göçmen işçilerin varlığı rahatsız etmiyor, dikkat bile çekmiyor ama işsizlik arttığında işin rengi de değişiyor.
Göçmen işçiler en kötü koşullarda, en kötü işleri yapıyorlar, hiçbir sosyal güvenceleri olmadan çalışıyorlar. Bu kötü koşullara razı olmalarına rağmen çok düşük ücretler alarak çalışmak zorunda kalıyorlar. Üstelik bu durum kendi suçları olmamasına rağmen tepki çekiyorlar. İşçiler, göçmen işçilere karşı kin besliyor. Bu kin bazen öyle boyutlara ulaşıyor ki, iş göçmen işçilere şiddet uygulamaya kadar varabiliyor.
Bir de iç göç yüzünden büyük kentlere göç eden Kürt işçiler var. Onların durumu da pek farklı değil. Kürtler, zor koşullarda, çok düşük ücretlerle çalışmanın yanı sıra, milliyetçi ve ırkçılar tarafından bölücülükle suçlanıyor, toplumdan dışlanıyor. Bunun yanı sıra mevsimlik işçiler de var. Çok kötü koşullar ile yolculuk yaparak çalışacakları bölgelere seyahat ediyorlar. Bazen bu yolculuk kamyon kasalarında bile olabiliyor. Fındık toplamak, pamuk toplamak, vs. için gittikleri bölgelerde insani olmayan koşullarda yaşamak zorunda kalıyorlar. Bazı bölgelerde şehir merkezine girmeleri bile engelleniyor. Çünkü onların gözünde mevsimlik işçiler şehre layık değiller ve onların düzenini bozmaya gelmişlerdir.
Sonuç olarak biz işçi sınıfı olarak şunu çok iyi bilmeliyiz ki işsiz kalışımızda göçmen işçilerin herhangi bir suçu, sorumluluğu yoktur ve olamaz. Şunu iyi analiz etmemiz gerekiyor; kapitalizm işsizliği çözmez. Çünkü işsiz olan işçiler olduğu sürece sermaye işçi ücretlerini belirlerken elinin güçlü olmasın ister. Öyle olmasaydı az işçiyle ve işçileri insani olmayan süreler ve şartlarda çalıştırmazlardı. İşsizliğin çözümü için 6 saat iş günü, 4 vardiya isteğimizi yerine getirirlerdi. Bunu böyle bilmemiz gerekiyor. Ve işçiler olarak bir bütün halinde, ortak düşmanımız olan sermayeye karşı mücadelemizde omuz omuza vererek ve saflarımızı sıklaştırarak dayanışma içerisinde olma bilincini yükseltmeliyiz.
Yorumlar kapalıdır.