Yoğurtçu Parkı’nda bir Forum

Geçen Cumartesi Yoğurtçu parkında ne oldu?

26 Nisan’da Yoğurtçu Parkı öfke, umut ve mücadele dolu seslerle yankılandı. 1 Mayıs’ta alanlarda mücadelelerini dile getirmesi engellenince insanlar dertlerini, direnişlerini parkta anlattılar.

Peki kimdi oraya gelen insanlar?

Kaç Bize Gel, PEP, BİÇDA, İnşaat İşçileri ve Greif, Karşı, Punto, HEY ve Kazova direnişlerinden temsilciler vardı.

Bu insanların bir kısmı inşaatlarda, hastanelerde, plazalarda; bir kısmı da fabrikalarda, ofislerde, sokaklarda çalışıyordu. Hepsinin koşulları farklı dertleri değişik gibi gözükse de onları adının ‘işçi forumu’ olduğu buluşmaya getiren ortak bir özellik vardı.

Ne tesadüf ki hiçbiri üretim aracına sahip değil ve hepsi hayatta kalmak için ertesi gün işe gitmek zorundaydı. İşlerinden atılma söz konusu olduğunda da direnen kimselerdi bu insanlar. Yani 26 Nisan’da bir grup insandan öte bir sınıf vardı. Yoğurtçu Parkı, işçileri ağırladı.

Peki, işçilerin parkta ne işi vardı?

Taşeronun, güvencesizliğin, esnek çalışmanın, iş hastalıklarının, iş cinayetlerinin, sendikal bürokrasinin, yolsuzluğun, devlet şiddetinin, toplu işten çıkarmaların, her türlü fiziksel ve psikolojik baskının işçilerin hayatında ne işi varsa işçilerin de parkta o işi vardı. Birlikte mücadele etmenin gerekliliğini kendi dertlerinden ve direnişlerinden yola çıkarak ortaya koydular.

Ne konuştular peki?

Herkesin diyecek bir şeyi elbette vardı;

Taşeron sağlık işçisi Kadir, ‘Soyadımız köle’ diyerek taşeron düzeninin nasıl köle düzeni olduğunu anlatıp; bu duruma başkaldırdıklarını belirtti.

İnşaat İşçileri Sendika Girişimi’nden Mustafa, “İşçi dostu olduğunu söyleyenler Greif işçileri direnirken neredeydi?” diyerek sitemini dile getirdi.

Kazova İşçisi Davut, “Direnen işçilerin birleşmesi gerekir.”

Kaç Bize Gel Platformu’ndan Tunç, “Beyaz yakalı değil büro işçisiyiz.”

Punto işçilerinden Kenan, “270’inci gününe gelen direnişlerinde ağır bedeller ödedik, daha da sürecek olan bu direnişte bedel ödeteceğiz.”

Bilişim Çalışanları Dayanışma Ağı’ndan Mustafa, “Bilişim sektöründe çalışanların işçi olduklarının farkına varması gerekir!”

Yani herkes kendi mücadelesini aktarırken son sözü ABD’den gelen Sharat Lin söyledi: “Long live 1 May!”, yani “Yaşasın 1 Mayıs!”

Çok kalabalık mıydı park?

Yoğurtçu Parkı dolup taşmadı. Ortada bir yükselti ve bir mikrofon vardı. Bu da belki işçilerin birbirlerine dokunabilmelerini engelledi. Forum sayı bakımından cılız, örgütlenme süreci anlamında dağınık görüntüsüne karşın sınıfın ortak sorunlarının fotoğrafını vermesi, ilk etapta dayanışma/koordinasyon niteliğinde de olsa güvencesiz sektörlerin, mevcut işçi direnişlerinin mücadelesini birleşme çabalarına sahne olması bakımından önemliydi.

Yorumlar kapalıdır.