Suriye, Kobani, Mülteciler Paneli: “Filistinleştirilen” Suriye’de halk mücadeleyi bırakmayacak

İDP Girişimi Eyüp İlçe Teşkilatı’nın düzenlediği Suriye, Kobani ve Mülteciler başlıklı panele Suriyeli yazar Yasin El Hac Salih, Suriyeli Komünistler Komitesi’nden Mansur Atassi, Hamiş Suriye Kültür Evi’nden Şenay Özden, Suriyeli taban aktivisti Razan Gazavi ve PYD Dış İlişkiler Temsilcisi Hasan Muhammed Ali katıldı.

Eyüp halkının yoğun ilgi gösterdiği panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Atakan Çiftçi, Kobane direnişinin gündemi sarstığı bu günlerde süreci Ortadoğu ayaklanmalarıyla bir bütün olarak değerlendirmenin öneminin altını çizdi. Türkiye hükümetinin düştü düşecek dediği Kobane için koridor açmasının Kobane direnişi ve bu direnişi destekleyen tüm dünyadaki seferberliklerle mümkün olduğunu ifade eden Çiftçi, Ortadoğu’da diktatörleri deviren kitlelerin uluslararası dayanışmaya ihtiyacı olduğunu belirtti.

Suriyeli yazar ve gazeteci Yassin El Hac Salih Suriye devrimine varan süreçte Suriyelilerin yaşadıklarını hapis, ölüm, sürgün ve gizlenme boyutlarıyla ele aldı ve tüm bunların sorumlusunun Esad rejimi olduğunu vurguladı. İslami hareketlerin de Suriye halkına Esad’dan farklı bir deneyim sunmadığını belirten Salih, Suriye’nin “Filistinleştirildiğini” ifade etti.

Özellikle Şam, İdlib gibi şehirlerde faaliyet yürüten Suriyeli taban aktivisti Razan Gazavi ise devrimi kadınlar açısından ele aldı. Devrimden önce sokağa çıkmaktan bile korkan kadınların devrimle birlikte toplumsal hayata aktif biçimde katıldıklarını, sadece erkeklere has denilen işlere, yerlere rahatça girebildiklerini vurgulayan Gazavi devrimde kadınların rolünün sanılandan çok fazla olduğunu söyledi.

Suriyeli Komünistler Komitesi’nden Mansur Atassi ise emperyalist devletlerin halkın isyanını çalmak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti ve Mübarek rejiminin düşmesinin kesinleşmesini anlayana kadar onu destekleyen ABD örneğini vererek tüm ülkelerin devrimden rol kapmaya çalıştığına değindi. ABD ve Rusya’nın Esad rejimine dokunmamak konusunda anlaştığının altını çizen Atassi, bölgedeki ülkelerin de çeşitli hareketler yoluyla sürece müdahalesi olduğunu ifade etti. Suriye devriminin hassas noktasının Suriye’de etkin bir devrimci siyasi güç eksikliği olduğunu belirten Atassi, bundan da en çok yararlananların rejimin palazladığı gerici güçler olduğunu söyledi.

Panele telekonferans yöntemiyle katılan PYD Dış İlişkiler Temsilcisi Hasan Muhammed Ali ise IŞİD’in Kobane’den sonra baş aşağı düşmeye başladığını ve tüm dünyadaki hareketliliklerle hükümet üzerinde IŞİD’i desteklemeyi bırakması yönünde baskı oluşturulduğunu vurguladı.

Hamiş Suriye Kültür Evi’nden Şenay Özden ise Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin toplumsal ve hukuki durumuna değindiği konuşmasında özellikle son dönemde artan ırkçı saldırılara dikkat çekti. Saldırıların her geçen gün arttığını ve iktidarın da bu saldırılar sonrası Suriyelileri kampa gönderme, Arapça yazılı dükkanları kapatma gibi yöntemlerle ırkçılığa çanak tuttuğunu ifade eden Özden, Gaziantep’te yaptığı çalışmada Suriyelilere yönelik ırkçı davranışlarda “Kurtuluş Savaşı” dili kullanıldığını belirtti. “Biz bu vatanı kimlerden koruduk, Suriyelilere mi emanet edeceğiz. Biz ‘Gazi’antep’iz.” vb. söylemlerin yaygınlığına dikkat çeken Özden konut, sağlık, işsizlik gibi kendi yapısal sorunlarımızın ötekilere yüklendiğinin altını çizdi. Özden, yapılması gerekenin Suriyelilere tahammül göstermemiz gereken misafirler olarak bakmak ya da onlara “vicdan” üzerinden yaklaşmak değil onlarla kendi sorunlarımızın ortaklığının farkına vararak, tabandan gelen dayanışma kanalları oluşturmak ve hükümete temel yükümlülüklerini hatırlatmak olduğunu ifade etti.

Kapanış konuşması için yeniden söz alan Atakan Çiftçi Ortadoğu’da mücadelelerin birleştirilmesinin Suriye’de Kürtler ve diğer devrimciler, Türkiye’de ise Suriyeli mülteciler ve Türkiyeli işçi emekçiler açısından elzem olduğunu belirtti.

Yorumlar kapalıdır.