Hiçbir koşulda görünür olamayan, bütün sosyal imkanlardan mahrum ve eşitlik hakkından daha öte yaşam hakkı dahi tanınmayan LGBTİ+ bireylerin onur ve hak mücadelesini, iradesini yansıtıyor olması açısından trans kadın yoldaşımız Diren Coşkun’un iradesini sahiplenmek, bugün bütün eşitlik, özgürlük ve yaşam hakkı mücadelelerinin bir gerekliliği olarak önümüzde duruyor.
Hapishane koşullarında hem kişilik hakları, hem de vegan beslenme hakkı gasp edilen Diren Coşkun, transfobik ve ırkçı uygulamalara maruz kalmakta. Trans bireyler için hayati önem taşıyan temel sağlık hakları da keyfi uygulamalarla yerine getirilmiyor.
Tekirdağ 2 No’lu Cezaevi’nde F tipi tabutlukta mahpus edilen Diren, ameliyat ve tedavi hakkı için, var olma mücadelesi için direnişini sürdürüyor. Cezaevinde yalnızca haşlanmış patates ve domates ile beslenmeye, ayakta kalmaya çalışan Diren’in mücadelesini bütün özgürlük ve sınıf mücadeleleriyle birleştirmek, dayatılan ikili cinsiyet normunu reddetmek ve dağıtmak, Diren ve bütün mücadele arkadaşlarımızın siyasi talepleri için seferber olmak bugünün gerekliliğidir.
Ayrıca İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyesi ve Demokratik Kadın Hareketi Sözcüsü trans aktivist Kıvılcım Arat da, Diren’in ölüm orucuna destek amacıyla ölüm orucuna başladığını şu sözlerle duyurdu:
“İster KHK korkusu deyin, ister ‘Küçük olsun benim olsun’ algısı deyiverin, isterseniz transfobi! Tüm bu fobik tutum ve tavırlar adım adım Diren’i ölümün kucağına atarken, buna engel olabilmek insani bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmakta.”
Diren Coşkun ve bütün LGBTİ+ bireylere özgürlük! İkili cinsiyet dayatmasına karşı mücadeleye! Cezaevlerinde nitelikli beslenme isteği haktır! Transfobiye,homofobiye geçit vermeyeceğiz!
Yorumlar kapalıdır.