Haziran ayında Bursa ve İstanbul’da sel sonucu 7 kişi hayatını kaybetmişti. Açıklama alışıldıktı: Çok aşırı yağmur yağdı, böyle oldu! Bir ay geçmeden bu kez Artvin ve Rize’de sel ve heyelan sonucu 6 kişi daha hayatını kaybetti. Açıklama mı? Çok aşırı yağmur sonucu…
Açın bakın haberlere, benzer felaketler her yıl göz göre göre oluyor. Sorunu çözmesi beklenenler asla ama asla en ufak bir sorumluluk dahi üstlenmiyor. İstisnasız şekilde sürekli yağmuru suçlayarak, ölenlere rahmet dilemeyi sorumluluk sayarak ve kader kısmet diyerek başka türlü olması da zaten mümkün değil.
Oysa her şey ortada! Meselenin yağmurun çok yağmasıyla, kaderle kısmetle ilgisi yok. O yağmurlar yüzyıllardır yağıyor. Eskiden kırk yılda bir yaşanan felaketler şimdi her yıl, üstelik artık normal yağışlarla birlikte yaşanıyor. Böyle olmasının nedeni “aşırı yağmur yağdı, böyle oldu” diyerek sorumluluktan kaçacağını sanan yetkililer ve onların sözüm ona kalkınmacı kâr zihniyeti…
Öncelikle tedbir almadıkları için sorumlular. Her derenin üzerine bir HES kurarak dere yataklarının küçülmesine, kurumasına, suların akış yönlerinin değişmesine yol açtıkları için sorumlular. Yeşil Yol diyerek yaylaları, ormanları, bir bütün olarak doğal hayatı tahrip ettikleri için sorumlular. Karadeniz’e sahil yolu yapıyoruz diyerek deniz kıyılarının, ormanların, yerleşim yerlerinin doğal dengesini bozdukları için sorumlular.
Evet, bütün bunları plansızlıkla, öngörüsüzlükle ve büyük bir kibir ve açgözlülükle yaptılar. Kalkınma dedikleri, üç beş kişinin cebinin dolmasından öteye gitmedi. Astarı yüzünden pahalı oldu. Çaktıkları her yanlış çivinin sonuçlarını bu ülkenin insanları olarak giderek artan bir maliyetle ödüyoruz.
Bu koşullar altında Danıştay İdari Daireler Kurulu, 13 Temmuz 2020 tarihinde Yeşil Yol projesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Proje tamamıyla iptal edilecek mi, zaman gösterecek. Bilinen gerçek, toplamda 2 bin 600 kilometrelik yol projesinin büyük kısmının halihazırda zaten tamamlanmış olması. Dere tepe boylu boyunca 7 metre genişliğinde beton ve asfalt dökülerek yolların çoğu yapıldı ve doğal yapı en bakir yerlerinden paramparça edildi.
Verilen zararlar nasıl geri alınacak, alınabilecek mi? Eski hale dönüş çok mümkün görünmüyor. Bu durumda daha fazlasının yapılmamış olması teselli olabilir mi? Peki, bir elin yeniden projeye yol vermeyeceğinin bir garantisi var mı? Hoş, Doğu Karadeniz’de halihazırda yüzlerce aktif HES bulunuyor, yenilerinin yapımı da devam ediyor. Bu durumda çok geç kalınmış ve halen de ne olacağı belirsiz bir Yeşil Yol projesinin iptali ne derece yeterli olabilecek? Derelerin, yaylaların, kurdun, kuşun, yeşilin kurtulması, sellerin, heyelanların son bulması için çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu açık…
Yorumlar kapalıdır.