İşsizlik fonundan en az yararlananlar işsizler!

Pandemi koşullarında dört ayı aşkın zaman geçti.

Bu sürede tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yoksulluk, hayat pahalılığı, güvencesizlik, kısaca işçinin emekçinin belini büken ne varsa katmerlendi. Geniş tanımlı işsizlik 17 milyonu aşarak rekor seviyelere vardı.

Aynı dönemde, ardı ardına ekonomik önlem paketleri açıklandı. Teşvikler, krediler, destekler…

Peki, bunların arasında işçi ve emekçiler yararına alınmış bir tane tedbir söyleyebilir misiniz?

“İşten çıkarmalar yasaklandı” dediler… Milyonlarca emekçiyi ücretsiz izin adı altında 1168 TL’ye mahkûm ettiler… Üstelik işçilerin ücretsiz izne itirazının önünü de keserek, fesih haklarını kullanmalarını ve dolayısıyla kıdem tazminatlarını almalarını engellediler.

“Kısa çalışma ödeneği” dediler… Yine milyonlarca işçi için ücret kesintisinin ve hak gaspının önünü açtılar.

İşin daha vahim yanı ise tüm bunları İşsizlik Sigortası Fonu’ndan finanse ettiler. Sonunda, işsizler için oluşturulan işsizlik fonundan en az yararlananlar işçiler oldu!

İşsizlik Sigortası Fonu’nun 2020’nin ilk altı ayına ilişkin istatistiklerinde bu açıkça görülüyor: Salgının işsizlik sigortası fonuna maliyeti 20 milyar TL’ye yaklaşmış durumda. Sorun miktar değil! Biz zaten kullanılmasından yanayız ancak sorun bunun kimin için kullanıldığı… Maalesef, çok önemli bir bölümü salgın nedeniyle patronlara yapılan çeşitli destek ve teşvik ödemeleri için kullanılıyor.

2017’de 2,5 milyar TL, 2018’de 10,7 milyar TL, 2019’da 16 milyar TL tutarında olan teşvik ve destekler, bu yılın yalnızca ilk altı ayında 9,3 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Buna karşılık işverenin fona sağladığı prim desteği ise 5 milyar civarında.

Öte yandan, 2019’da fonun toplam gideri 36 milyar TL iken 2020’nin ilk 6 ayında gider 34 milyara ulaşılmış durumda. Tabii ki en büyük artış 14 milyar TL’yi bulan kısa çalışma ödeneği desteğinden kaynaklanıyor. Bunun ardında ise yine devletin işverene desteğini görüyoruz.

Ve belki şu bilgiyle tüm bu tablo daha da anlam kazanır: İşsizlik fonu ödemelerinin başladığı Mart 2002 tarihinden Temmuz 2020 tarihine kadar, yani 18 yıllık süre boyunca işsizlik ödeneği almaya hak kazanmış 8 milyon kişiye toplam 35 milyar TL ödeme yapılmış! Lütfen şimdi bunu, aynı fondan 6 ayda işverene verilen destekle karşılaştırın!

Ancak bunca destek işverene yetmemiş olacak ki yeni teşvikleri de arka arkaya açıklıyorlar. İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi altında yeni istihdam paketi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Ücretsiz izin uygulamasını bir yıl daha uzatan, kısa çalışma ödeneği konusunda da cumhurbaşkanına 31 Aralık 2020’ye kadar uzatma yetkisi tanıyan paket, şaşırtıcı olmayacak ki İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarından işverenlere yeni teşvikler aktarılmasının da önünü açıyor. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasına tabi tutulan işçilerin normal çalışma düzenine dönmesi durumunda SGK primlerinin tamamı, brüt ücretin yaklaşık yüzde 35’i fon tarafından ödenecek. Yani salgının bedelini işsizlere ödetenler şimdi aynı şekilde “normalleşme”nin faturasını da işçilere çıkarma derdinde.

Uzun süredir konuşuyoruz; işsizlik fonu, işçi ve emekçilerin neredeyse tek birikimi ve güvencesi! Ancak bu fon yıllardır istihdamı artırma adı altında, şimdi ise salgına karşı ekonomik önlemler kisvesiyle işverenin ve devletin cankurtaran simidi haline gelmiş durumda. Buna karşı çıkmalı ve fonun denetiminin işçi ve emekçilerde olması için mücadele etmeliyiz! Bunun için sendikaların ve emek örgütlerinin en geniş kapsamlı birliğine ve eylem planına ihtiyacımız var.

Yorumlar kapalıdır.