Eğitimde vaatler güzel, peki ya perde arkası?

İnsanlar halihazırda bir yandan adı konulmamış ekonomik bir krizle boğuşurken, diğer yandan da pandemi belası ile baş etmeye çalışıyorlar. İnsanlar maddi manevi ve psikolojik olarak da çok sıkıntılı zamanlarda yaşıyorlar. Böylesi sıkıntılı bir zamanda güzel bir şeyler duymak insanlara ilaç gibi geliyor. Hayatın normalleşmesini arzuluyor herkes. Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanının bazı sınıfların yüz yüze eğitime geçeceğini söylemesi normalleşme adına insanlara umut verdi. Ancak hasta sayılarının saklandığı ile ilgili ortaya çıkan pek çok haber ise velileri büyük bir endişeye sevk etti. İnsanlar gözleri gibi sakındıkları evlatlarını düşünmeden edemiyorlar. Vaka sayılarındaki artış insanların çocukları için hissettikleri endişeleri de büyütüyor.

Bir süredir yapılan uzaktan eğitim çalışmaları çok da başarılı olmadı. Aileler çocuklarını sanal dünyadan korumaya çalışırken bir anda çocuklarını bilişim araçları ile baş başa bırakmak zorunda kaldılar.

Uzaktan eğitim, eğitim emekçileri için de verim sağlamadı. İddia edilenin aksine, yüz yüze eğitimin yarısı kadar bile faydalı olunamadı. Çalıştığım okuldan örnek verecek olursam, ailelerin çoğunun ekonomik durumu iyi değil. Birçok öğrenci uzaktan eğitim imkânlarından yoksun. Bu nedenle uzaktan eğitime katılım çok fazla olamıyor.

Yapılan son düzenleme ile anaokulları, ilkokul 1. sınıflar, ortaokul 5. ve 8. sınıflar ile lise 1 ve son sınıflar yüz yüze eğitime geçmeye başladı. Peki, şu halde okullarda durum nasıl? Yeterli hijyen koşulları sağlanıyor mu? Yeterli malzeme, gerektiği kadar personel var mı okullarda? Bunların geneline bakıldığında cevap olarak çok rahatlıkla hayır diyebiliyoruz.

Okullarımızda temiz bir ortam sağlayacak yeterli personel bulunmuyor. Var olan personellerin büyük kısmı ise okul aile birliği gelirleri ile çalıştırılan personeller. Yani okulun temizliği yine velilerin cebinden karşılanıyor. Okul aile birliklerinin gelirleri de düşük olduğu için çoğu zaman personel ücretleri yatırılamıyor ve temizlik araç gereçleri alınamıyor. Öğretmenler her ne kadar dikkatli ve titiz olsalar da devlet okullarının yeterli desteği ve imkanı olmadığından çok verimli olamıyorlar.

Ülkemizde eğitim için ayrılan bir bütçe var. Lakin eğitime ayrılan bütçe oldukça yetersiz. Bütçe yeterli olsa ve okullara gereken yardımlar yapılsa bu tür sorunlar daha çabuk hallolur. Haberlerde kaç bin tablet dağıtılacağı söyleniyor. Tablet dağıtmak çözüm değil ki. Bu tabletleri dağıtmak yerine okullara gerekli yardımlar yapılsa çocuklara daha faydalı olacağı apaçık ortada. Şu an devlet okullarında onca eksik ve yetersiz olan şey varken yetkililer çıkıp sık sık içi boş vaatlerde bulunuyor. Amaç kötüye giden şeyleri iyiymiş gibi göstermek, gerçekleri perdelemek, açıkçası insanları kandırmak… Gerçekten içler acısı bir durum bu.

Kamu okullarında bu sorunlar yaşanırken diğer yandan özel sektörün önü açılmaya çalışılıyor. Pandemi süreci öne sürülerek özel okullara yardım ediliyor, özel okulların açık kalması için kamu okullarına uygulanan birçok yasak uygulanmıyor, görmezlikten geliniyor. Amaç daha çok öğrencinin özel okullara gitmesi… Bu işte bir iş var demeden edemiyor insan. Özel sektör kazanmaya devam etsin, fakir yine kemer sıksın; zengine kepçe ile verilsin, fakire bir damla bile düşmesin ama fakir yine de şükretsin. Durum tam olarak budur.

Biz eğitim emekçileri umuyoruz ki durum daha fazla kötüye gitmeden önlemler alınır, gerekli yardımlar yapılır, okullar sağlıklı bir ortamda açılır. Sırf bir şeyler yaptık diye değil gerçekten yapılması gerekenler hakkıyla yapılırsa birçok sorun hallolabilir.

Umarım her şey güzel olur.    

Ücretli Bir Eğitim Emekçisi

Yorumlar kapalıdır.