Bir süredir yeni bir maden ve enerji torba yasa teklifi gündemde. Maden ve enerji şirketlerine yeni imtiyazlar sağlayan yasa teklifi, ekolojik yıkımın önünün açılması anlamına geldiği için büyük tepki çekti. Özellikle tartışılan 6. madde, ruhsat sahasının çeşitli nedenlerle uygun olmaması durumunda ruhsat sahasının dışında geçici tesis kurulmasına izin veriyordu. Bunun anlamı, en kısa ifadeyle, ruhsatsız alanlarda (köylülerin arazileri dahil) madencilik faaliyeti yapmanın önünde hiçbir engel kalmaması demekti!
Doğa savunucuları ve ekoloji örgütlerinin basınçları sayesinde 6. madde geri çekildi. Ancak teklifin diğer maddeleri de doğa ve emekçiler üzerinde büyük tehlike demek. Diğer maddelerin birkaçına ve bunların emekçileri neden ilgilendirdiğine bakalım.
- Biyokütle santrallerinin önünü açan teklif; hurda araba lastiklerini ve plastik çöpleri “yenilenebilir enerji” kapsamında sayıyor. Bunun anlamı, bu atıkların yakılmasıyla çevreye yayılacak kimyasal ve zehirli gazları bizim solumamız ve hava kirliliğine bağlı hastalık ve ölümlerin artması demek.
- Teklif, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamını genişleterek hidroelektrik santrallerine (HES) teşviki artırıyor. Denetimsiz işletilen bu santraller Karadeniz’de doğal alanları tahrip etmekte ve sel “felaket”lerine yol açmakta. En son Giresun’da yaşanan sel, HES’ler ve dere yataklarında yapılaşma yüzünden can kayıplarıyla sonuçlanmıştı.
- Teklifteki düzenlemeyle jeotermal alan ihaleleri kolaylaştırılıyor; alan satışı hızlandırılıp özendiriliyor. Böylece Ege’nin havasını, suyunu, toprağını zehirleyen JES’lerin sayısı artarken, yaşam alanını savunan köylülere ve yöre halkına dönük jandarma ve polis baskılarının devam etmesi de son derece muhtemel.
- Teklifin kabul edilen bir maddesi, rödovans (maden ruhsat sahalarının işletme hakkının, hak sahibi tarafından sözleşme ile gerçek veya tüzel bir kişiye tahsis edilmesi) sözleşmesiyle yapılan devirlerde önceki tüm hakları yeni devralana aktarıyor. Madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri hiçe sayılırken, şirketler korunmaya devam ediyor.
- Tek Adam rejiminden çevre de muaf değil! Teklife göre yurtdışında kurulan enerji ve madencilik şirketleri, denetim olmaksızın, T.C. kanunlarından muaf bir şekilde yurt içinde de şirket kurabilecek ve yurtdışındaki şirketlerin tüm hakları yurtiçindekilere devredilebilecek. Teklifteki pek çok yetki gibi bu konudaki karar yetkisi de cumhurbaşkanına veriliyor. Ekonomik krizin faturası emekçilerin sırtına yüklenirken, kârlarına kâr katan şirketlerin bu devir işlemlerinden hiçbir vergi alınmayacak.
Torba yasa teklifini sunan AKP İstanbul Milletvekili Nevzat Şatıroğlu’nun açıklamasında sık geçen “yatırımcı lehine kolaylıklar” ifadesi, torba yasanın ardındaki niyeti açıkça ortaya koyuyor. Çok iyi biliyoruz ki, böyle yasalar patronların cebini doldurmak ve gönüllerini hoş tutmak için ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuyor. Bunun karşısında patronlardan değil, doğadan ve emekçilerden yana bir tutum almamız gerekiyor.
Yorumlar kapalıdır.