Depremzede işçilerin hakları korunmalı

Annemin anısı. Yıkıntılar içinde hayata tutunmaya çalışan depremzedeleri görünce anlattı. 75 yıl önce köylerinde yaşlı bir karı koca tek evlatlarını yitirmiş. Öyle çok üzülmüşler ki aç susuz günlerce gözyaşı dökmüşler. O üzüntüye rağmen bir gün “oğulsuz yaşanıyor, öğünsüz yaşanmıyor. Bir çorba içip ağlamaya öyle devam edelim,” demişler. Acıyla yaşamayı maalesef öğrenmek gerekiyor.

Maraş merkezli depremler milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkiledi. Yüz binlerce insanın kurulu düzeni paramparça oldu. İnsanlar en yakınlarını kaybetti. Evleri başlarına yıkıldı. Depremler sonucu bölgede bir yakınını kaybetmemiş neredeyse hiç kimse kalmadı. Bu derece büyük bir acı, yıkım, keder nasıl sağaltılacak? Bu acıya nasıl dayanılacak? Yaralar nasıl sarılacak? Bu travmalar nasıl atlatılacak? Bunlar nasıl mümkün olacak?

Kuşkusuz işbaşı yapamayan işçiyi tazminatsız işten atarak olmayacak! Bölge artçılarla sallanmaya devam ederken, başını sokacak düzgün bir yer yokken, soğuk hava dondururken akılları ailelerinde olan işçileri çalışmaya zorlayarak da olmayacak. Çalışacak durumda olmayan tüm işçilere en az iki ay ücretli izin verilmeli.

Belli ki bazı patronlar en hızlı şekilde normalleşmek istiyor. Öyle bir normalleşmek ki deprem sırasında dahi işçiler tezgâh başından ayrılmasın istiyorlar artık. Kuşkusuz depremzede işçilerin hak ve hukuku patronların bu insafsızlığına ve kâr hırsına terk edilemez. Afet bölgesinde işten çıkarmalar en az bir yıl boyunca yasaklanmalı.

Emek örgütleri öncülüğünde Çalışma Bakanlığı derhal bir afet bölgesi çalışma mevzuatı oluşturmalı. İşçinin, emekçinin hakkı haramilerden korunmalı. Uymayan işyerleri en ağır şekilde cezalandırılmalı. Mucize, sır gibi boş laflar bir kenara bırakılmalı. İşçinin memurun bir maaşını deprem için vermesini teklif etmeden önce devlet somut adımlar atmalı.

Yorumlar kapalıdır.