İsrail devletinin Filistin halkına yönelik tırmandırdığı saldırganlığı lanetliyoruz
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun aşırı sağcı hükümeti Gazze, Kudüs, Batı Şeria ve Siyonist ve soykırımcı İsrail devleti tarafından işgal edilen diğer Filistin topraklarında yeni bir terör dalgası başlattı.
26 Ocak’ta Cenin mülteci kampında 10 Filistinlinin kolluk kuvvetleri tarafından öldürülmesi ve 20’den fazla Filistinlinin yaralanması, İsrail ordusunun son yıllarda bir Filistin mülteci kampına yönelik en ciddi saldırısı oldu. 2023 yılında şu ana kadar 36 Filistinli öldürüldü.
Bu katliamdan önceki günlerde İsrail kolluk kuvvetlerinin uyguladığı baskılar artmış; Şufat’ta, Kalkilya’da, Silvan’da ve işgal altındaki Kudüs’te çok sayıda Filistinli genç öldürülmüş veya yaralanmış, İsrailli yerleşimciler de Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemişti.
Sadece 28-29 Ocak tarihleri arasında Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde, Masafer Yatta’da, El Halil’de, Hayfa’da, Nablus’ta, Ramallah’ta ve diğer bölgelerde Filistinlilerin evlerine ve araçlarına yönelik 144 yerleşimci saldırısı gerçekleşti ve bunların birçoğu ateşe verildi. Ayrıca çok sayıda yere baskın düzenlenmiş ve onlarca Filistinli tutuklanmıştı.
İşgal altındaki topraklarda yeni yerleşim yerleri kuran ve sayıları her geçen gün artan yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen tüm bu saldırılar, İsrail parlamentosu (Knesset) üyesi Almog Cohen’in kolluk kuvvetleri ve yerleşimcilere “Filistinlileri öldürmeye devam edin” çağrısında bulunmasından anlaşılacağı üzere, bizzat İsrail makamları tarafından teşvik edilmiştir. Öte yandan, 27 Ocak’ta İsrail Hava Kuvvetleri Gazze Şeridi’nde yeni bir bombalama saldırısı gerçekleştirdi.
Bilindiği üzere, geçtiğimiz aralık ayında İsrail’de iktidara gelmiş en sağcı koalisyonu kuran aşırı muhafazakâr ve katil Benjamin Netanyahu yeniden başbakanlık koltuğuna oturdu. Bu koalisyon, iki ultra-ortodoks partinin yanı sıra üç aşırı sağcı partiden oluşuyor: Dini Siyonizm Partisi, Noam Partisi ve Yahudi Gücü. Yahudi Gücü’nin lideri şu anki Ulusal Güvenlik Bakanı ve son günlerde Filistinlilere karşı tırmanan şiddetin mimarı olan Itamar Ben Gvir.
O dönemde İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak kamuoyuna yaptığımız bir açıklamada, bu gerici, saldırgan ve aşırı muhafazakâr kabinenin yükselişiyle birlikte Filistinlileri bekleyen tehlike konusunda uyarıda bulunmuştuk. İsrail’in Haaretz gazetesi bile bu koalisyonu “İsrail tarihindeki en aşırı sağcı, ırkçı, homofobik ve teokratik hükümet” olarak tanımlamaktadır. Bu hükümet, hâlihazırda işgal altında tuttuğu Batı Şeria topraklarını ilhak etme taahhüdünü programına dahil eden ilk İsrail hükümetidir.
Bu durum, işgal altındaki topraklarda yerleşimcilerin ve yeni yerleşimlerin sayısındaki hızlı artışı açıklamaktadır. Yerleşimcilerin sayısının hâlihazırda yarım milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.
Yerleşimcilerin sayısı 2011’den bu yana 150 binden fazla artarak yüzde 40’ın üzerinde bir büyüme kaydetti.
Netanyahu hükümeti Batı Şeria’daki yasadışı İsrail yerleşimlerini genişletmeyi, iki yıl içinde 100 bin, 10 yıl içinde ise yarım milyon yerleşimci daha eklemeyi planlıyor.
Bu etnik temizlik politikası, tıpkı bugünkü Siyonist İsrail devletinin 1940’larda kurulduğunda olduğu gibi kan ve ateşle yürütülmektedir: Filistinli çocukları ve gençleri öldürerek, evlerini yıkarak, topraklarını ve mahsullerini alarak, arabalarını ve mülklerini tahrip ederek ve yakarak. İşgal edilen bölgelerde yerleşimciler silahlı bir şekilde dolaşıyorlar.
İUB-DE olarak, kahraman Filistin halkına yönelik bu yeni saldırı dalgasını reddediyor, Cenin’deki katliamı ve İsrail hükümetinin Batı Şeria’yı ilhak etme planlarını lanetliyoruz.
ABD emperyalizminin Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in dün İsrail’e vardığında hem Netanyahu hükümetine hem de Filistinlilere “gerilimi düşürme” çağrısında bulunan ikiyüzlü açıklamalarını reddediyoruz; çünkü Siyonist ve soykırımcı İsrail oluşumunu tepeden tırnağa silahlandırarak Filistin halkına yönelik kesintisiz bombalamaların ve 26 Ocak’ta Cenin’de olduğu gibi canice saldırıların suç ortağı olan ABD’dir.
İUB-DE olarak Filistin halkının mücadelesini kayıtsız şartsız destekliyor ve birleşik, laik, demokratik ve ırkçı olmayan bir Filistin’in kurulmasını savunmaya devam ediyoruz.
İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)
Yorumlar kapalıdır.