Tarihte bu ay: Dördüncü Enternasyonal 85 yaşında!

Bundan 85 yıl önce, Dördüncü Enternasyonal’in kuruluşu ilan edildiğinde, dünya işçi sınıfını kendi tarihinin en zor sınavlarından birkaçı bekliyordu. Zaten İspanya, İtalya ve Almanya gibi ülkelerde büyük yenilgiler alınmış ve faşizm iktidara gelmişti. İşçilerin devleti olması gereken SSCB’de ise, sosyalist mülkiyet ilişkileri korunmuş ancak bürokratik bir diktatörlük kurulmuştu; bu bürokrasi, işçi sınıfının çıkarlarının karşısında bulunan kendi ayrıcalıklarını derinleştirmek için çalışmaktaydı.

Dördüncü Enternasyonal emperyalist kapitalizme uyarlanan, yabancı sınıf önderliklerine yedeklenen ve işçilerin mücadeleleri ile devrimlerine ihanet eden hain önderliklere karşı kapitalizmden sosyalizme geçiş programını sahiplenerek, sosyalist devrimin dünya partisi olarak kuruldu.

Bugün dünya işçi sınıfı, 1938’dekinden çok daha farklı tehlikeler ve tehditlerle yüz yüze. Kemer sıkma politikaları, düşük ücretler, sendikal yasaklar, fiyat artışları ve benzeri süreklilik gösteren sorunların yanı sıra Putin’den Orban’a dek çeşitlilik gösteren baskıcı hükümetler, bölgesel savaşlar (Ukrayna işgali gibi), pandemi, emperyalizmin egemenlik krizi, iklim krizi gibi sorunlarla da yüz yüze.

Bütün bunların karşısında kitleler ise yıllara yayılan mücadeleler ve seferberlikler örgütlüyor ve birçok durumda bu seferberlikler bir ayaklanma halini alırken, azımsanamayacak bir kısmı da devrimlere dönüşüyor.

Emekçilerin 1938’de ve 2023’te yüzleştikleri sorunlar birbirinden farklı olabilir. Ancak bütün bu sorunların kaynağı olan asıl sorun, yani sorunların sorunu hiç değişmemiş bir şekilde, aksine derinleşmiş bir vaziyette varlığını sürdürüyor: devrimci önderlik krizi.

Dördüncü Enternasyonal geçiş programıyla ve uluslararası örgütlenmesiyle bu krize bir yanıt geliştirmek için ilan edildi. Ancak hareket, kendi içindeki revizyonist kutup ve sekter kanatlar tarafından büyük yaralar aldı.

Enternasyonal’imizin kuruluşundan bu yana, revizyonist kutup, bütün ülkelerde burjuvaziden ve bürokrasiden bağımsız devrimci sınıf partilerinin kurulmasının bir tarihsel ve siyasal zorunluluk olmadığını; ama hareketimizi çeşitli bürokratik, küçük burjuva ve toplumsal hareketçi örgütlerin içinde kurmamızın daha doğru olduğunu iddia etti. Bu çizginin sonucunda onlarca ülkede bağımsız örgütsel inşamız tasfiye edildi ve binlerce kadro telef oldu. Revizyonist kutup reformist yapıların içine girerek bağımsız inşadan vazgeçerken, aynı zamanda Dördüncü Enternasyonal’in devrimci programını da terk etti ve böylece, işçi sınıfını siyasal olarak savunmasız bir durumda bıraktı.

Hareketimizin sekter kanatları ise, bu revizyonist projeye bir reaksiyon olarak bu sefer bütün eylem birlikleri, birleşik cephe taktikleri ve ortak parti deneyimlerini reddetti. Sekterizm birçok durumda, yabancı sınıf önderliklerinin varlıklarını mazeret olarak kullanarak kitlesel seferberliklere dahi katılmayı kabul etmeyerek, büyük savrulmalara yol açtı. Bu sekter kanatların işçilere eşlik etmeyi öngören bir yöntemlerinin bulunmayışı ve pratik birlikteliklerden politik pirüpaklık saplantılılığı dolayısıyla uzak durmaları, tıpkı revizyonist kutupta olduğu üzere, şu gerçekle sonuçlandı: bağımsız devrimci partilerin inşa edilmesinden vazgeçilmesi.

Bugün İşçi Demokrasisi Partisi olarak bağlı bulunduğumuz İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal olarak bizler, istisnasız bütün ülkelerde işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin burjuvaziden ve bürokrasiden bağımsız devrimci mücadele partilerini inşa etmek için çalışıyoruz. Bizler işçi sınıfının örgütsel ve politik bağımsızlığı konusunda saplantılıyız. Ancak kapitalizmi ilga edecek ve sosyalizmin inşasının yolunu açacak devrimlere önderlik edebilecek kapasitede bir partiyi de, yalnızca kendi akımımız ile birlikte inşa edebileceğimize inanmıyoruz çünkü kendimizin tek devrimciler olduğuna inanmıyoruz. Bu nedenle başka devrimci akımlarla birleşik cepheler oluşturmaya ve aynı zamanda işçi hareketi içinde reformist önderliklerle de eylem birlikleri kurarak bu önderliklere karşı mücadele etmeye çalışıyoruz. Böylece devrimcilerin birliğini sağlamaya ve işçileri de hain önderliklere terk etmemeye çabalıyoruz.

Dördüncü Enternasyonal’in 85. yaş gününde bir kere daha, emekçi kitlelerin gerçek bir mücadele partisini, proleter öncüyü geçiş programı etrafında merkezileştirecek bir örgütü, seferberliklere eşlik ederek onlardan öğrenecek ve onlara rehberlik edecek bir önderliği ve “diğer partiler gibi olmayan bir partiyi” inşa etmek için devrimcilerin ve işçi sınıfının birliği çağrısını yükseltiyoruz.

Yorumlar kapalıdır.