Metal işçileri sömürü düzenini değiştirebilir!

Çalışma hayatımın büyük bir bölümünü metal sektöründe, talaşlı imalat makinalarında, metale şekil vererek geçirdim. Talaşlı imalatta farklı işyerlerinde manuel ve otomatik tezgâhlarda çalıştım. Metale şekil veren biz talaşlı imalat çalışanlarına çeşitli imtiyazlar, unvanlar ve taban ücretten bir tık fazla ücret verseler de sömürünün en şiddetlisinin, hukuksuzluğun ve eşitsizliğin dayanılmaz boyutta olduğu açıkça hissediliyor. Patronlar metal sektöründen çok çılgın paralar kazanırken biz çalışanlara açlık sınırın altında ücret vermeye ortak karar almışlar. Ne kadar tecrüben olursa olsun, işini ne kadar iyi yaparsan yap ücretler her yerde aynı.

Talaşlı imalat çalışanlarının yaşadıkları en büyük sorunlardan biri meslek hastalıklarıdır. Birçok işyerinde makinaya bağlanacak metal parçalarını biz çalışanlara elle kaldırttırdıkları için belimizde, omzumuzda ve vücudumuzun çeşitli bölgelerinde iyileşmesi zor, günlük yaşantımızı etkileyen, ileride ise çalışma hayatımızı etkileyecek rahatsızlıklar meydana gelmekte. Birçoğumuz bunun farkına bile varmıyoruz, varsak bile geçinmek için çalışmaya mecbur olduğumuzdan önemsemiyoruz. Bu sorunlar sadece biz talaşlı imalat çalışanlarının problemi değil; ayrıca imalattan çıkan metali montajlayan, birleştirmek için kaynak yapan, boyama ve kaplama gibi birçok istasyonda görev yapan metal çalışanları için de geçerli. Çünkü birçok işletmede metal kaldırma araç ve aparatları yetersiz. Bunu işverenler bilinçli olarak ya almamakta ya da ertelemekte. Metal kaldırma araç ve aparatları patronlara çok maliyetli geldiği gibi çalışma süresi içerisinde bu araç ve aparatları hantal, yavaş, hızlı üretime engel olarak görüyorlar. Patronlar için insan hayatının bir önemi olmadığı açıkça görülüyor. Birçok arkadaşımız bel fıtığı, boyun fıtığı gibi yaşantımızı zora sokan hastalıklara yakalanmış durumdalar.

Bir otomatik makinanın (CNC) saatlik faturalandırılmış ücreti 600 TL ile 750 TL arasındadır. Patronlar bu kadar dehşet miktarda kazanırken biz metal işçilerine ise en iyi ihtimalle 1 saatlik makinanın ücretini 1 günlük yevmiye olarak veriyorlar. Bununla yetinmeyip “Ya bu tezgâhın işi çok uzun sürüyor, başında boş durmanın bir anlamı yok” diyerek başka bir tezgâha daha baktırıyor yahut senden başka bir işle meşgul olmanı istiyorlar. Alınan ücretlerde hiçbir değişiklik olmadan patronlar bizi her alanda sömürebildikleri kadar sömürmek istiyorlar.

Metal sektöründe çalışanlar asgari ücretten bir miktar daha fazla ücret alsalar bile iş hayatının sürekliliğinin bir garantisi yoktur. Bunu patronlar kanunlar sayesinde istedikleri gibi kullanmaktalar. Bir makinada çalışırken işlenen metal bozulduğunda (ölçüm dışı – ret olduğunda) çalışana altından kalkamayacağı miktarda faturalandırıyorlar, yani zararlarını işçiye yüklüyor veya günlük brüt yevmiyenin 10 katını aştığı için tazminatsız işten atıyorlar. Bu durumu o kadar iyi kullanıyorlar ki sözde bozduğun parçanın değerinde ücretsiz bir şekilde mesaiye bıraktıkları bile oluyor. Bizim dinlenme saatlerimizden, ailemizle geçireceğimiz zamanımızdan çalarak kat ve kat fazlasını çıkartıyorlar. Bu duruma birçok çalışan kayıtsız kalmakta, çünkü yükselen enflasyondan dolayı evine ekmek götürebilmek için bu sömürü düzenine direnmemekte ya da ses çıkarmamakta.

Biz metal işçilerine verilen unvanlar ve imtiyazlara kanmayıp çalıştığımız işyerlerinde örgütlenmeliyiz. Örgütlü isek etrafımızdaki fabrikalarda çalışan metal işçilerini, örgütsüz arkadaşlarımızı örgütlemeliyiz. Metal kolunda yaklaşan toplu iş sözleşmesinden faydalanabiliriz. Sözleşmeye müdahil olup taleplerimizi dile getirerek, ağırlaşan bu sömürü düzeninden kurtulabiliriz.

Yorumlar kapalıdır.