Termokar’da sendikal yetki Yargıtay’da onandı

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Termokar fabrikasında, uzun yıllardır mahkemelerde süren sendikal yetkiye itiraz süreci nihai olarak işçiler lehine sonuçlandı. Yargıtay 9. Dairesi’nin aldığı kararla, Birleşik Metal-İş’in (BMİS) işyerindeki sendikal yetki belgesi kesinlik kazandı.

Altı yıla yayılan sendikal mücadelesinde Termokar işçisi sayısız engelle yüzleşti. Önüne konulan tüm zorluklar karşısında Termokar’ın öncü işçileri bu süreç boyunca pek çok örnek mücadeleye imza attı. İşçilerin öz gücüne dayanan büyük bir çabanın ve iradenin sonucunda bu hukuki kazanıma ulaşıldı.

Bununla birlikte, Yargıtay’ın bu kararı Termokar’da sendikal sürecin tamamlandığı anlamına gelmiyor. Tam tersine, Termokar işçisi şimdi işvereni toplu sözleşme masasına oturtmak ve sendikalaşma nedeniyle işten atılan işçilerin geri alınmasını sağlamak için yeni bir mücadele aşamasına giriyor.

Öncü işçilerin işten atılması, uzayan yargı süreci, sendikanın pasif ve mücadeleyi yargı sürecinden ibaret gören anlayışı Termokar’da sendikalaşma sürecini zayıflatan başlıca etkenler oldu. Bu nedenle, toplu sözleşme sürecinin başarıya ulaşması için BMİS’in Ege şubesine ve Termokar’ın öncü işçilerine önemli görevler düşüyor.

Her şeyden önce sendikanın bugüne kadar sürdürdüğü edilgen, işçinin iradesine güven duymayan tutumunu derhal değiştirmesi gerekiyor. Sendika vakit kaybetmeksizin işçilere toplu sözleşme sürecine ilişkin gerekli eğitimi sağlamalı ve toplu sözleşme sürecini şeffaf, demokratik bir şekilde yürütmelidir. İşverenin toplu sözleşme masasına oturmaya yanaşmaması veya işçilerin taleplerini kabul etmemesi durumunda işçileri greve götürecek bir hazırlığın ve iradenin oluşturulması gerekiyor. Eğer BMİS metal sanayinin önemli bir merkezi olan Manisa’da güçlenmek ve Türk Metal’den ayrışmak istiyorsa, sendikal mücadelenin bu temel gerekliliklerini yerine getirmek ve metal işçisinin güvenini kazanmak zorunda.

İşverenin her türden sendika düşmanı tutumuna maruz kalan öncü Termokar işçilerine bu süreçte bir kez daha önemli sorumluluklar düşüyor. İşçilerin toplu sözleşme sürecine güçlü bir şekilde hazırlanması, sendikanın bu doğrultuda harekete geçirilmesi, işverenin bu süreçte atabileceği yeni sendika düşmanı adımların boşa çıkarılması, ancak Termokar işçisinin öz iradesiyle hayata geçirilebilir.

Neler olmuştu?

Isıtma, soğutma ve klima cihazları üreten Termokar’da işçilerin örgütlenme süreci 2017’de başlamıştı. Düşük ücretlere, elden verilen mesai ücretlerine ve hukuksuz işten çıkarmalara karşı örgütlenmeye başlayan işçiler Nisan 2018’de yeterli çoğunluğa ulaşmayı başarmıştı.

Bunun üzerine işveren yetki itirazı için dava açmış ve 2017 ile 2018 yıllarında 30’dan fazla öncü işçiyi “yüz kızartıcı suç, ahlaksızlık ve iç huzuru bozmak” iddiasıyla tazminatsız olarak işten çıkarmıştı. İlk derece mahkemesinin sendikal yetkiyi onaylamasının ardından işveren önce Bölge İdare Mahkemesi’ne ve son olarak da Yargıtay’a itirazda bulundu. Bu süreçte işveren, dört sendikal öncüyü daha tazminatsız olarak işten attı, sendikalı işçilere ağır bir yıldırma politikası uyguladı. Beş yılı aşan yargı süreci ise Yargıtay’ın nihai kararıyla son buldu.

Yorumlar kapalıdır.