Asansör denetimi neden kamu ve meslek örgütleri tarafından yapılmalı?

İktidarın inşaat sektörüne önemli miktarda teşviklerini ve önüne çıkartılabilecek engelleri ortadan kaldırmak için attığı adımları saymakla bitiremeyiz. Bunlardan biri, asansör teftişinin ve onayının bir meslek örgütü olan Makina Mühendisleri Odası’na bağlı olarak yapılmasının engellenmesi ve bu sürecin özel sektöre devredilmesidir. Yapılarda güvenli asansör kullanımının önemi son zamanlarda yaşadığımız kazalarla beraber daha açık bir şekilde görüldü.

İnşaatlarda asansörlere onay verme süreci Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından yürütülmekteydi. Odanın kurallara uygun bir işleyişi uygulamaya çalışması, bu işten haksız kazanç elde etmek ve malzemeden çalarak ekstra maliyet düşüşü yaratmak isteyenleri kötü etkilemekteydi. İktidar bu meseleye el atarak denetim sürecini özelleştirdi.

İlgili değişiklikler 4 Mayıs 2018 tarihli ve 30411 sayılı resmi gazetede yayımlanarak hayata geçti. Bu değişiklikle A tipi muayene firmalarının yetkilendirilmesi onaylandı. A tipi muayene firmaları, özel şahıs şirketleri olarak faaliyet yürütmekte ve gerekli yerlerden (bakanlık, belediye vs.) aldığı izinlerle asansörlerde onay yetkisi bulunmakta.

Belediyeler, Makine Mühendisleri Odası ile olan protokolleri iptal ederek özel şirketlerle anlaşmalar imzaladı. Bu durum, iktidar partisi belediyelerine özgü bir durum olmayıp bütün burjuva partilerin yaptığı bir işleyiş. Birçok CHP’li belediye elle tutulur sebepler sunmaksızın protokolleri tek taraflı olarak iptal etti.

Birçok müteahhit kendisine ait asansör denetim firması kurarak kendi inşaatını kendisi denetlemekte. Aslında kurallara uygun olmayan asansörleri yaparak hem başvuran hem onaylayan kişi olarak imza atıyorlar. Elbette ki bu cümle fazlasıyla basitleştirilmiş bir tanım oldu. Bu durumu biraz daha açarak şöyle açıklayabiliriz.

A firması belli bir bölgede inşaat işi yapıyor. Bu firma, asansör onay süreci için başka bir firmaya ihtiyaç duyuyor ve bu firmayı oğlu, eşi, arkadaşı vs. birine kurdurtuyor, tıpkı yapı denetim firmalarında olduğu gibi. Bu asansör denetim firmasına B firması diyelim. Normal şartlarda Makine Mühendisleri Odası’nın gerçekleştireceği denetimi B firması yapmaya devam ediyor. Belediyelerin, bu denetimi yapması için Bakanlık onaylı izin verdiği özel firmalar bulunuyor. B firması bu izni aldıktan sonra, A firmasının yapmış olduğu inşaatın asansör denetimini gerçekleştiriyor. Hâlihazırda kendi inşaatında bulunan asansöre kendi farklı firmasıyla onay veren müteahhit bütün prosedürleri atlayarak işini kolaylıkla yapıyor.

İnşaat bitirilince özel şirket üzerinden alınmış olan onay ile asansöre yeşil etiket yapıştırılır. Yeşil etiket, asansörün sorunsuz çalıştığı ve güvenli olduğu anlamına gelir. Bu özel şirketlerin asansör denetimi yıllık olarak devam ettirilir. Asansörde yaşanan sorunlara ve asansörün durumuna göre yeşil, mavi ve kırmızı olmak üzere üç farklı kategoride etiket yapıştırılır. Kısaca yeşil etiket çok iyi, mavi etiket iyi ve kırmızı etiket kötü olarak adlandırılabilir. Bu özel firmalar, denetimleri sonucu yapılması gereken değişiklikleri bir belge ile bina yönetimine sunarak etiketi yapıştırır. Süreçte yeşil veya mavi etiket alınmış ise sorunsuz kullanımın devam edebileceği söylenir. Kırmızı etiket durumunda gerekli değişimler yapılana kadar asansör kullanımının kapatılması söylenir ve gerekli değişimlerin yapılması durumunda yeniden gelinerek denetim gerçekleştirilip etiket değiştirilir.

Bütün bu süreçlerle beraber asansörlere aylık düzenli bakım yaptırılması önem arz etmektedir. Asansörlerin düzenli kontrolleri arıza yaşanma riskini minimuma indirir.

Buradan çıkartılacak sonuç; devletin denetim mekanizmasını ortadan kaldırarak konu hakkında bilgisi dahi olmayan şahısların şirket kurarak yapabileceği bir süreç işletmeye başladığı. Aynı şekilde, sorunlu asansörlerin mühürlenmesi süreci de denetimden uzak bırakılıyor. Denetimci firmanın işi asansöre kırmızı etiketi yapıştırmakla bitiyor.

Son zamanlarda KYK yurtlarında yaşanan asansör kazalarında, benzer süreçlerin yaşanmış olmasının da etkisi var. Aydın Işıklı KYK yurdunda, Zeren Ertaş’ın hayatını kaybetmesine neden olan kaza açık bir şekilde denetimsizliğin sonucudur. Aydın Efeler ilçesinde bulunan bu yurdun asansör denetimi özel bir şirket tarafında gerçekleştirilmişti. Efeler belediyesi, Makina Mühendisleri Odası ile olan protokolü tek taraflı olarak feshetmiş ve özel bir şirket ile anlaşmıştı. Denetimler bu şirket üzerinden yapılmıştı. Sonrasında yıllık kontroller de bu şirketin denetimi altında gerçekleşmişti. Denetimi yapması gereken firmanın hataları veya firmanın salt kâr için kurulmuş olması, kazayı beraberinde getirdi.

Aydın KYK yurdunda yaşanan kazada denetimi gerçekleştiren Irmak Asansör adlı firma daha bir yılını dahi doldurmadan bir devlet kurumunun ihalesini alabildi. Buradan da anlaşılacağı üzere özelleştirme süreci sadece tabeladan oluşan, bir internet sitesi dahi bulunmayan içi boş firmaların önünü açmıştır. Bu firmanın ihale almak için kimler tarafından kurulduğu çok barizdir.

Güvenli yapı ve asansörler için, denetimin özel şirketlerce ve ticari kaygılarla yapılmasının önüne geçilmesi ve denetim-onay yetkilerinin kamu ve meslek örgütlerine verilmesi gerekmektedir.

Yorumlar kapalıdır.