Kağıthane belediye meclisi adayı M. Kemal Güllüoğlu: “Emekçiler yönetmeli demek için aday oldum”
İşçi Demokrasisi Partisi’nin Türkiye İşçi Partisi listelerinden Kağıthane Belediyesi meclis üyesi adayı olan tekstil işçisi Mustafa Kemal Güllüoğlu ile adaylık sürecini konuştuk.
Merhaba Kemal, öncelikle okurlarımız için kısaca kendini tanıtabilir misin?
Adım Mustafa Kemal Güllüoğlu. Gaziantep, İslahiye doğumluyum. 1973 yılından bu yana İstanbul’da yaşıyorum. Aşağı yukarı 10 yaşımdan beri çalışıyorum. Sanırım 49 yıldır işçilik yapıyorum. Annem Türkmen, babam Kürt. Ben Türkçeyi sonradan öğrendim. Benim anadilim Kürtçe. İlkokula başladığımda Türkçeden çok Kürtçe biliyordum. Bunun sıkıntılarını yaşadım çünkü Kürtçe düşünüp Türkçe cevap vermek sıkıntı yaratıyordu. Ama şimdi anadilimi kullanamaz durumdayım çünkü asimile edildim. İstanbul’a ilk geldiğimde marangozda çıraklık yaptım, ondan sonra bakır tabak, kazan, tencere yapan bir yerde çıraklık yaptım. Tekstilde çalışan arkadaşlarım vardı, onların ücretleri yüksek diye tekstile geçtim. 45 yıldır tekstil işçisiyim. 22 yıldır Troçkistim ve İşçi Demokrasisi Partisi’nin üyesiyim.
Kağıthane belediye meclisi üyeliğine aday oldun. Bunun arkasındaki motivasyon ve politik arka plan neydi?
Ben İşçi Demokrasisi Partisi’nin tıpkı 14 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi bu seçimlerde de ana sloganı olan “Emekçiler Yönetmeli” perspektifini öne çıkarmak için aday oldum. Patronların elinde olduğu zaman belediyelerin kimlere hizmet ettiğini görüyoruz. Belediyeler resmen rant odaklı. İktidar, belediyeleri işçilerin yönetmesini istemez çünkü işçiler yönettiğinde inşaatçılar, müteahhitler, Beşli Çete dediğimiz insanlar, diğer insanları sömüremeyecekler.
Hem “Emekçiler Yönetmeli” demek hem de emekçinin hakkını yemek doğru olmaz. Bu yüzden öncelikle belediye işçilerinin sendikalı olması gerektiğini düşünüyorum. Belediye işçileri geçinecekleri bir ücret alabilmelidir. Geçinilecek ücret aslında alım gücüyle alakalı. Alım gücü olmadığı zaman isterseniz binlerce lira maaş verin, bunun hiçbir önemi yok.
İşçiler üretiyor ise işçiler yönetmeli diye düşünüyorum. İşçiler madem üretimdeler, yönetimde neden olmasınlar? İnsanlar ürettikleri oranda yönetebilirler, üretenler bu kapasiteye sahiptir. Ben bir işçinin daha iyi yönetebileceğini düşünüyorum çünkü işçi, kendisine layık görmediğini başkasına da layık görmez. Sınıf bilinçli işçiler en iyi şekilde yönetebilirler. “Emekçiler Yönetmeli” diyorum ve emekçiler yönettiğinde dünyanın daha güzel olacağına inanıyorum.
Kağıthane özelinde öne çıkardığınız başka ne gibi sorun ve talepler var?
Kağıthane’deki plansız ve çarpık kentleşme sorunu çok açık. Ve bu, sermayenin düzen partileriyle çözülemez. Süreç içinde ilçemizde kentsel rant ve planlama eksikliği sebebiyle kendi kendine yıkılan binalara tanık olduk. İşçi denetiminden uzak, şeffaflıkla ve denetlenebilirlikle hiçbir ilgili olmayan bir düzen belediyesi nitelikli, depreme dayanıklı ve ucuz konut sağlayamaz. Biz, barınma ve konut sorununu işçiler çözer diyoruz! Ayrıca ilçemiz birçok etnik kimliği barındırmaktadır. İlçe sakinlerinin anadillerinde hizmet alması bir haktır. Kürt halkının ve tüm ezilen kesimlerin demokratik taleplerini sahiplenerek çok dilli belediyeciliği savunmak için de adayım!
Yorumlar kapalıdır.