Yerel seçimlerin mülteci ve göçmenler üzerindeki etkisi

Türkiye’de yerel seçimler yaklaşırken ve Türkiye vatandaşları kendi ihtiyaçlarına cevap verebilen ve kendi görüşlerini paylaşan adaylara oy vermeye hazırlanırken bizler, milliyeti fark etmeksizin -öğrenciler, mülteciler, göçmenler ve herhangi bir sebeple uzun dönemli ikamet iznine sahip herkes de dahil olmak üzere- Türkiye’de yaşayan herkesin yerel seçimlerden etkilendiğini belirtiyoruz. Yerel politikaları ve hizmetleri şekillendirmesi sebebiyle Türkiye sınırları içerisinde yaşayan herkes bu seçimlerin sonuçlarından etkilenecektir.

Seçim kampanyaları esnasında mültecilerin ve göçmenlerin kaygıları genellikle göz ardı edildiği gibi çoğu zaman da – geçen yılki genel seçimlerde bazı partilerin seçim kampanyalarında şahit olunduğu gibi – mülteci ve göçmenler olumsuz anlamda dile getirilmekte. Bu da göçmen ve mültecilerin seslerinin marjinalleşmesine yol açıyor ve hâlihazırda var olan sosyal ve kültürel uçurumun derinleşmesine neden oluyor.

Yerel hizmetlere erişimde zorluklar

Mülteciler ve göçmenler; sağlık, eğitim, halk kütüphanelerinde gerçekleştirilen öğrenci etkinlikleri ve atölye çalışmaları, sosyal programlar gibi yerel hizmetlere erişimlerini engelleyen bir faktör olan dil bariyeri ve kültür farklılıkları gibi zorluklarla karşılaşmaktalar. Tüm bunların yanında hukuki evrakların yenilenmesi ve barınma meseleleri gibi durumlarla ilişkili bürokratik süreçleri atlatabilmek için sürekli olarak hukuki desteğe ihtiyaç duymaktalar.

“1 Temmuz 2022 tarihi itibariyle tüm illerimizde, yabancı yoğunluğunun Türk vatandaşı nüfusuna oranla %20’yi aştığı toplam 63 ilde 1.169 mahalle yeni yabancı kaydına kapatılmış olup İstanbul ilimizde kapalı mahalle sayısı 54’tür.” – Göç İdaresi Başkanlığı resmi sitesi

2022 yılından beri pek çok göçmen “kapalı alanlar” kuralının mağduru olmuştur. Bu kural Avcılar, Başakşehir, Esenyurt gibi maliyeti karşılanabilir konutların bulunduğu bölgeleri yeni oturma izni başvurularına kapatarak göçmenlerin erişilebilir konutlarda yaşama imkânlarını ellerinden almış durumda. Yurtlarda kalmayan yabancı öğrenciler de bu durumdan etkilenmekte. Bu katı kurallar; yabancı kiracıların ikamet kayıtlarının ev sahibinin üzerine olması karşılığında daha yüksek kiralar ödemeleri için pazarlık yapabilmeleri yönünde fırsatçı ev sahiplerine bir koz veriyor. Bunun yanında göçmenler kira sözleşmesinin yenilenmemesi tehdidiyle de karşılaşabiliyor ve hâlihazırda zor olan durumları bu kural yüzünden daha da kötü bir hale gelebiliyor. Bu durumlardan etkilenen göçmenlerin seslerini yerel yetkililer aracılığıyla yükseltmelerini sağlamak bu gibi durumlarda büyük önem taşıyor ve hatta verilen kararların değiştirilmesini ya da en azından öyle ya da böyle haklarının savunulmasını sağlayabilir.

Göçmen çocuklar ve öğrenciler

Göçmen çocukları kendi kültürlerini koruyarak topluma entegre olmaya hazırlamak büyük önem taşıyor. Pek çok göçmen farklı dini geçmişlerden gelmesine rağmen İslami din eğitimi almak ve bu sınavlara girmek zorunda bırakılıyor. Öğrenciler, bir okul idaresinin göçmen bir öğrenciye tavsiye ettiği üzere yoğun zahmet ve zorluklarla dolu bir süreçle okula karşı hukuki işlem başlatmaya başvurmadıkları sürece bu dersi bırakamıyorlar. Yerel yönetimler, bir yandan göçmen öğrencilere aidiyet duygusu aşılarken bir yandan da okul sonrası kültür alışverişi etkinlikleri yoluyla Türk akranlarına fayda sağlayabilir. Bu aynı zamanda yabancı düşmanlığını da geriletecektir. Okul öncesi çağdaki göçmen çocuklar için dil kursları düşünülebilir. Göçmenler mesleki eğitim ve program kapsamına alınmalıdır; yerel yönetimler göçmenlerin ihtiyaçlarına uygun eğitimlerin tasarlanmasına ve istihdam sağlanmasına dönük çalışmalar yapabilir. Yerel yönetimler ayrıca mülteci ve göçmenlerin topluma entegre olmalarına yardımcı olmak için onları kapsayıcı kültür etkinlikleri ve toplum hizmeti projeleri düzenleyebilir. 

Göçmenlerin talepleri ve göçmen kadınların desteklenmesi

Özellikle göçmen kadınlar mevcut durumdan daha çok etkilenmekteler zira göçmen kadınlar – toplumdaki tüm kadınlar gibi – şiddete ve tacize karşı daha savunmasızlar. Göçmen kadınlar emniyet ve güvenlik için yerel makamlara güveniyorlar. Seçilmiş yetkili/parti; yerel polis karakollarında, telefonla ihbar hizmetlerinde ve sağlık sistemine erişimlerini kolaylaştırmak için hastanelerde Türkçe dışındaki dillerde hizmet sunarak göçmen kadınların esenliği için yeterli koruma sağlamalıdır.

Bizler yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve dışlayıcı politikalarla başı çekilen seçim kampanyalarından uzak durulması gerektiği çağrısında bulunuyoruz. Göçmenlerin seslerinin seçilmiş yetkililer tarafından yükseltilmesini ve günlük mücadelelerinin karar alma sürecinde dikkate alınmasını bekliyoruz.

Yorumlar kapalıdır.