Bir kez daha: Aliağa dünyanın çöplüğü değildir!

Yaklaşık iki yıl önce, Brezilya donanmasının Nae Sao Paulo adlı savaş gemisinin söküm için Aliağa’ya geleceği haberini hatırlarsınız. Geminin Söz Denizcilik tarafından satın alınıp Aliağa’ya doğru yola çıkması büyük tepkiye yol açmıştı. Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Vatandaşlarımız müsterih olsun” olsun diyerek tepki ve kaygılara kulak tıkamış olsa da “Aliağa dünyanın çöplüğü değildir” diyen halkın ve kitle örgütlerinin mücadelesi sonucunda gemi Aliağa’ya gelmeden geri gitmişti.

Şimdiyse İtalyan donanmasının 3 denizaltı, 2 gemi ve 2 fırkateyni söküm için Aliağa’ya geldi. Fransız kablo döşeme gemisi Raymond Croze’nin halihazırda Aliağa’da sökümü devam ediyor. Bunlar basına yansıyanlardan sadece birkaçı. Peki bu gemilerin Aliağa’da sökülmesine neden karşı çıkıyoruz? Çünkü bu gemiler çok yüksek miktarda (bazıları yüzlerce ton) asbest içerdiği halde gerekli tedbirler alınmadan parçalandığı için bu durum gemi sökümü işçileri, halk sağlığı ve çevre açısından büyük tehlike doğuruyor.

STK Gemi Söküm Platformu’nun Aralık 2023’te yayımladığı raporda açıklanan usulsüzlükler tüm kaygıları doğrular nitelikte. Raporun bulgularına göre Aliağa’daki gemi geri dönüşüm tesisleri Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinden muaf. Bazı tesislerde işçilere uygun kişisel koruyucu donanım sağlanmıyor ve yeterli eğitim verilmiyor. Aliağa’daki gemi sökümünün çevre ve insan sağlığı açısından korkutucu tek etkisi asbestle sınırlı değil. Örneğin tesislerin olduğu bölgedeki toprak aşırı yüksek miktarda ağır metal içeriyor, alandaki arsenik konsantrasyonu sınır değerin üzerinde. Gemilerdeki tehlikeli maddeleri listeleyen Tehlikeli Madde Envanterleri (IHM) gerçek miktarı yansıtmıyor. Hatta Aliağa’da sökülen Hollanda menşeili iki geminin tehlikeli atık envanteri raporu bildirilmeden gönderildiği ortaya çıkmıştı. Kısacası Aliağa’da gemi söküm işi yasal mevzuata uyulmadan, yeterli denetim yapılmadan, çevreye ve halk sağlığına etkileri hesaba katılmadan yapılıyor.

Peki bizim havamız, suyumuz, toprağımız kirlenmesin de başkalarının mı kirlensin? Türkiyeli emekçiler asbest solumasın da başka ülkelerin emekçileri mi solusun? Hayır, dünyanın hiçbir yeri tehlikeli atık çöplüğü olmamalı. Kapitalistlerin kâr hırsı uğruna dünyanın hiçbir yerinde hiçbir sınıf kardeşimizin canına kast edilmesi kabul edilemez. Asbestli gemilerin sökümü dünyada en az tedbir alınan yerlerde yapılıyor ve halkın zehir solumasına neden oluyor. Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi gemi söküm işinde tercih edilen ülkeler arasında olan Türkiye’nin nasıl hem ucuz emek cehennemine hem de tehlikeli atık çöplüğüne dönüştürüldüğünün bir göstergesi Aliağa. Tam da bu yüzden Aliağa’da bu gemi söküm biçimine karşı çıkıyoruz.

Türkiye eski binalar nedeniyle de ciddi bir asbest riskiyle karşı karşıya. Asbest sökümü tüm işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri eksiksiz şekilde alınarak, çevresel etkiler hesaba katılarak asbest söküm uzmanları tarafından yapılmalı ve ilgili meslek odaları ile kamu tarafından denetlenmeli. Sözün özü, kâr odaklı değil halk sağlığı ve doğa odaklı olmalı.

Yorumlar kapalıdır.