Patronlar ekmedikleri yeri biçmeyi severler!

Ekonomik krizin birçok önemli sonucu var. Artan işsizlik, genelleşen yoksulluk ve açlık bunlardan sadece birkaçı. Lakin ekonomik kriz kendi başına bir neden değil, çünkü ekonomik krizin kendisi de bir sonuç.

Eğer ekonomik kriz gerçekten bütün bu olumsuz sonuçların nedeni olsaydı her şey kolay olurdu. Ekonomik kriz bitince işsizlik, yoksulluk ve açlık da biterdi. Oysa ekonomik krizler kapitalist sömürü düzeninin kaçınılmaz doğal sonuçlarıdır. Aşırı kâr etmeye programlı sermaye düzeni, emek sömürüsü ve sürekli işsizlik üzerine inşa olur. İşsizlik kapitalizmin doğal bir sonucudur!

Tabii ki patronlar uyanık insanlar. Sürekli işsizlik ve yoksulluk üreten bir düzeni sahiplenmezler. Bu nedenle işsizlik, yoksulluk, açlık için hep bir neden icat ederler. Bugünkü koşullarda da hükümet ve patronlar krizi bir neden gibi gösterme peşindeler. Bu sayede istedikleri kadar işçi çıkarıp, ücretleri düşürüp, çalışma şartlarını ağırlaştırabiliyorlar. Vergi başta olmak üzere birçok sorumluluklarından kaçabiliyorlar. Kıdem ve ihbar tazminatı, işsizlik sigortası, sağlık ve emeklilik hakkı, hafta sonu ve yıllık izin gibi kazanılmış hakları krizi bahane ederek işçilerden gasp edebiliyorlar.

Kuşkusuz yalanların da bir ömrü var. İşsizlik çığ gibi büyüyor. En iyimser tahminle her dört kişiden biri şu an işsiz. Hükümet ve patronlar işsizliğe neden olarak krizi gösteriyor. Kriz olmasaydı işsizlik de olmayacaktı, öyle mi? AKP hükümetinin ilk 5 yıllık karnesi böyle olmadığını gösteriyor. Resmî işsizlik rakamları en son Ocak 2009’da açıklandı: yüzde 15,5. Bu orana göre 3 milyon 650 bin kişi işsiz. Bu rakamın yalan olduğunu biliyoruz. Gerçek işsiz sayısı 7 milyon civarında olmalı. Ve sürekli artıyor…

Üzerinde durdurduğumuz nokta kriz olduğu için işsizliğin olduğu iddiasının geçersizliğini göstermek. AKP hükümetinin birinci yıl karnesine göre 2003 resmi işsizlik oranı %10,5. Resmî işsiz sayısı 2 milyon 493 bin. Bir yıl sonra 2004’de yüzde 10,3 ve 2005’de yüzde 10,3. Resmî işsiz sayısı 2,5 milyon. 2006 ve 2007’de yüzde 9,9. Resmi işsiz sayısı 2006’da 2 milyon 446 bin. 2007’de 2 milyon 333 bin. Bu yıllar AKP hükümetinin altın yıllarıydı. Resmî olarak bile her on kişiden biri işsizdi. Gerçek rakamlara göre ise bu yıllarda ortalama işsiz sayısı 5 milyon civarında oldu. Diğer bir ifadeyle her beş kişiden biri sürekli şekilde işsizdi.

Kriz koşullarında işsizliğin katlanarak arttığı bir gerçek ama 2003–2007 verilerinde de görüldüğü üzere işsizlik için krize gerek yok. İşsizlik, patronların emek ücretlerini sürekli baskı altında tutmak istemelerinin bilinçli bir sonucudur. Çok sayıda işsiz sayesinde patronlar ücretleri ve çalışma şartlarını istedikleri gibi belirlemekte. Ücretini, çalışma koşulunu beğenmeyen bir işçi, emek pazarında bekleyen çok sayıda işçiden biriyle hemen değiştirilebilmekte. Bir işe kavuşmak isteyen işsizler kaçınılmaz şekilde daima daha düşük ücrete razı olurlar. Dolayısıyla işsizlik krizle değil doğrudan kapitalist sömürünün kendisiyle ilgilidir.

Mevcut koşullarda da kriz bahane edilerek işsizlik bilinçli olarak yaygınlaştırılıyor. Çünkü işsizlik arttıkça ücretler ve emek maliyeti düşecektir. İşsizlik önlenemez değildir. Kâr hırsı engellendiği ölçüde işsizlik de engellenecektir.

Yorumlar kapalıdır.