Kapitalizm öldürüyor

Son zamanlarda gazete sayfaları ve televizyon ekranlarında sıkça intihar haberleriyle karşılaşıyoruz. Nedeni ise işsizlik, sınav stresi ve başarısızlığı, kredi kartı borçlarını ödeyememe vb.

2008 yılında dünyada yaşanan ekonomik krizle birlikte birçok işyeri kapandı ve birçok kişi işten çıkarılarak işsiz kaldı. TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de yüzde 14,7 işsiz bulunuyor ve OECD ülkeleri arasında ikinci sıradayız. Yani resmi rakamlara göre dahi 3 milyon 470 bin kişi işsiz. Dünyada ise; İspanyol Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün açıkladığı rakamlara göre 2010 yılı ilk çeyreğinde işsizlik oranı yüzde 20,5. Yine istatistiklere göre ise her dört gençten biri işsiz.

Sınavlarla cendere altına alınıyoruz

Önceleri üniversiteyi kazanabilmek için dershanelere milyarlarca ücret yatırarak üniversite sınavlarını zor kazanıyorduk. Şimdi üniversiteyi kazansak bile hepimiz birer diplomalı işsiz olarak mezun oluyoruz. Hayatlarımız tamamen sınav cenderesi altına alınıyor. KPSS, TUS, ALES vb. gibi sınavlarla geleceğimizi belirlemeye çalışıyoruz. Kendimize yabancılaşıyoruz, yalnızlaşıyoruz, en yakınımızdaki ile rekabete giriyoruz. Çünkü sistem bizden böyle yaşamamızı ve böyle davranmamızı istiyor.

Öğretmen intiharları artıyor

Bugüne kadar 13 öğretmen adayı ataması yapılmadığı için intihar etti. Öğretmen sendikalarının araştırmasına göre 300 bin öğretmen açığı var ancak eğitim fakültesi mezunu öğretmen adayları KPSS aldatmacası ile oyalanıyor ve ataması yapılmıyor. Yani öğretmenler işsiz, öğrenciler ise öğretmensiz. Ancak yaşadığımız sistem öğretmen olmayan okullarda polislerin derslere girmesini bize övünç kaynağı olarak gösteriyor. Övünç kaynağı mı? Utanç kaynağı mı? Birçok mezun öğretmen adayı dershanelerde çok düşük ücretlerle ve güvencesiz biçimde çalışırken, birçoğu da ücretli, vekil, sözleşmeli, usta öğretici adı altında çalışmaya zorlanmaktadır. Bu da ücreti kölelik düzenin yarattığı bir gerçekliktir.

En son Bursa’da ataması yapılmadığı için vekil öğretmenlik yapan, 24 yaşındaki Fuat Ercan intihar ederek hayatına son verdi. Fuat Ercan bıraktığı notta; “Artık yoruldum, çalışıyorum ama olmuyor. Sizleri sıkıntıya sokacak, onurunuzu zedeleyecek bir şey yapmadım. Yaşamış bile olsam yine başarılı olamayacaktım. Ölümümden kimse sorumlu değil” yazıyordu. Fuat gibi birçoklarının intihar etmeleri bizim başarısızlığımız mı? Yoksa sistemin başarısızlığı mı? Ancak biz biliyoruz ki İsmail’in, Kadir’in, Fikret’in ölümüne ve işsiz kalarak intihar etmelerine neden olan yaşadığımız işsizlik düzenidir.

Bizleri kurtaracak olan kendi kollarımızdır

Bugün açlığın, işsizliğin, yoksulluğun temel nedeni yaşadığımız kapitalist sistemdir. O bizi yok etmeden biz onu ortadan kaldıralım. Herkese iş, herkese güvenceli çalışma talebimiz etrafında örgütlenip, mücadele bayrağını yükseltelim.

Yazan: Boran Ufuk Yılmaz, 28 Nisan 2010

Yorumlar kapalıdır.