Grev nedir?
İşçilerin, bir işkolu veya bir işyerinde haklarını elde etmek için, faaliyeti durdurmak veya işin niteliği çerçevesinde işi önemli ölçüde aksatmak şeklinde kendi aralarında veya bir sendika tarafından alınmış karara uyarak işi bırakmalarına grev denir.
İşçiler çalışma koşullarını kendi lehlerine değiştirmek için grev yaptıkları gibi demokrasi mücadelesini desteklemek amacıyla, bir yasanın değiştirilmesi, politik iktidarın düşürülmesi, emek ve demokrasi karşıtı yönetim oluşturma girişimlerine karşı da grev yapabilir.
Grev bir işyerinde, işkolunda ya da ülke çapında olabilir. Greve çıkan işçiler belirli ya da belirsiz bir süre çalışmayı durdurabilirler… Bu anlamıyla grev işçi sınıfının burjuvaziye karşı üretimden gelen gücünü kullanarak yürüttüğü kolektif bir eylemdir.
Grev, amaçlarına ve uygulanma biçimlerine göre değişiklik gösterir ve farklı adlarla belirtilir: Çıkar grevi: Toplu sözleşmenin yasal prosedürü içinde ortaya çıkan grev. Hak grevi: Yürürlükteki toplu sözleşmenin hüküm veya hükümlerinin uygulanmaması durumunda yapılan grev. Genel grev: Yalnızca bir işletmede ya da işkolunda değil, tüm işkollarında üretimin topluca bırakılması eylemi. Dayanışma grevi: Ulusal veya uluslararası düzeyde demokratik kazanımları korumak, geliştirmek amacıyla başlatılan bir ya da birçok grev veya eylemle dayanışma göstermek amacıyla gerçekleştirilen grev bunlardandır.
Grevin doğuşuyla ilgili farklı görüşler vardır. Ancak bilinen gerçek şu ki, işçi sınıfının gelişmeye başladığı günlerde, haklarını korumak için bir araya gelen işçilerin üretimi durdurmalarına grev denmiştir.
Türkiye’de grev hakkı
Bir dizi ülkede grev hakkı farklı tanımlanmıştır. Örneğin Türkiye’de grev kararı sendikalı bir işyerinde ve toplu sözleşmede anlaşamama sonucunda alınabilir. Toplu sözleşme dışında gerçekleşen iş bırakmalar direniş olarak tanımlanabilir. Genel grev ise işçilerin ülkenin bir bölümünde veya tamamında iş bırakmalarıdır. Ancak bizim ülkemizde genel grev yasaklanmıştır. Yine dayanışma grevleri, hak grevleri, siyasi grevler yasaklanan grev biçimleridir. İşyeri terk etmeme, işgal gibi eylemler de yasal olmayan ancak meşru eylem biçimleridir. İş yavaşlatma, toplu viziteye çıkma da hakları korumak için yapılan eylemlerden bazılarıdır.
Toplu sözleşmede anlaşma bile olsa, grev kararı ancak belli bir sürecin sonucunda alınabilir. Ayrıca işverene de lokavt hakkı verilmiştir. Yani işçileri çalıştırmama hakkı! Ayrıca bazı işkollarında grev tamamen yasaktır. Milli Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı işyerlerinde, su, elektrik, havagazı, termik santrallerini besleyen linyit üretimi, tabii gaz ve petrol sondajı, üretimi, tasfiyesi, dağıtımı işyerlerinde, petrokimya işlerinde, bankacılık sektöründe, kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye, şehir içi deniz, kara ve demiryolu ve diğer raylı toplu yolcu ulaştırma hizmetlerinde grev yasağı vardır. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla da grev ertelenebilmektedir.
Greve çıkan işçiler işyeri önünde gösteri yapma olanağına sahip değildir. Sadece grev yazısını asabilirler, işe giriş çıkışı kanuna göre engelleyemezler.
Tüm bunların da gösterdiği gibi grev haktır ancak uygulamak hiç de kolay değildir. Bir yandan kanuni zorluklar, bir yandan işçilerin örgütsüzlüğü grevleri olumsuz etkilemektedir. Grev hakkı 12 Eylül askeri darbesinden sonra daha da zorlaştırılmıştır. 12 Eylül’ün grev ve örgütlenme yasaklarına inat örgütlülüğümüzü geliştirmek ve haklarımızı arttırmak için birleşip mücadele etmemiz gerekmektedir.
Yorumlar kapalıdır.