Çözüm süreci ve inkar siyaseti

Birkaç aydır süre giden ve seçim yaklaşırken iyiden iyiye artan çözüm süreci tartışmaları Hükümet’in çözüm sürecinin varlığını inkar etme noktasına gelmesiyle birlikte resmi olarak sona erdi. Hatta öyle ki, Hükümet sanki Kürt hareketi temsilcileri ile Dolmabahçe mutabakatına varmamış ya da Kürt sorunu varlığı devlet tarafından kabul edilmemiş gibi. Şimdi çıkıp Erdoğan böyle bir sorun yok, ben Dolmabahçe’ye karşıyım. Yalnızca devlet vardır, masa yoktur ve hatta hiç olmamıştır derken neyi kast etmektedir? Bugüne kadar TRT Şeş’i açmak, Mem-u Zin’i basmak, Kur’an’ı Kürtçe basmak ve Kürtçe kurs açılmasına imkan tanımak dışında Çözüm sürecinde hiçbir adım atılmamıştır. Mış gibi yapmak konusunda üstüne olmayan iktidarın makyajı o zaman da tutmadıysa, artık makyaja gerek kalmayan bir yüzsüzlük söz konusudur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kürt sorunu vardır demek ayrımcılıktır, terör örgütüyle aynı masaya oturmak devletin çöktüğünü gösterir” açıklaması artık meselenin devlet nezdinde de bir tür şizofreniye dönüştüğünün göstergesidir.

İş bunla da sınırlı kalmıyor, “biz bu sorunu da çözdük ve sorun kendiliğinden ortadan kalktı” tavrı AKP’nin başlıca seçim söylemini oluşturuyor. Gerçekten de Erdoğan cephesinden öyle çözülmüş gözüküyor ki bu sorun, AKP’nin seçim bildirgesinde çözüm süreci bölümü tamamen çıkartılıyor ya da matbaaya giderken düşürülüyor… Siirt’te konuşan AKP’li Yasin Aktay, “bu yörenin insanına Kürt demek çok ayıp…” diyor. İktidar, artık kendi kendinin karikatürüne dönüşmüş durumdadır.

Geçtiğimiz günlerde PKK, Mart Ayında Öcalan’ın Newroz’da ilettiği mesajda da beyan ettiği gibi Silahsızlanma Kongresini toplayacaktı. Bir nevi devlet ve Kürt siyasi hareketi anlaşmış, yol haritası çizilmiş ve hatta söylenene göre adımlar atılmıştı. PKK’de silahsızlanma gibi kritik bir kararın eşiğine gelmişti. Ancak başta andığımız Erdoğan’ın son açıklamasıyla birlikte, PKK bu kongreyi toplamaktan vazgeçti. Ve çözüm süreci gerçek anlamıyla başlamadan bitti.

Gelecek günler ne gösterir bilemiyoruz, ancak meselenin en başından beri bu sorunu AKP’nin çözemeyeceğini belirtmiştik. Hala bunda ısrar ediyoruz ve gerçek çözümün emekçi halkların seferberliği temelinde çözüleceğini düşünüyoruz.

Yorumlar kapalıdır.