Direnenlere yeni gözdağı: Ev hapsi uygulamaları

Direnişlerin artmasıyla devlet, geleneksel yargılama araçlarını yeterli bulmayarak, yeni tipte cezalandırma metotları keşfetti. Bunlardan biri de elektronik kelepçe ile ev ve ilçe hapsi gibi tecrit uygulamaları. Özellikle Boğaziçi eylemlerine katılan, hatta katılmayıp sadece adliye önünde arkadaşlarını bekleyen pek çok sayıda öğrenciye elektronik kelepçe takılarak ev hapsi verildiğine şahit olduk. Benzer şekilde Birleşik Mücadele Güçleri’nin Kadıköy’de yaptığı kuruluş deklarasyonu ardından gerçekleşen gözaltılarda daha önce olmadığı sayıda ev hapsi ve ilçe hapsi cezaları verildi.

Türkiye tarihinde belki de sadece Erbakan’la bilinen bu yöntem aslında yasal olarak çok özel koşulların bir araya gelebilmesi halinde uygulanabilmeli. Zira yasada bu, akli ve bedensel durumları nedeniyle veya yaşları itibarıyla özel durumda olan kişiler için öngörülen bir infaz yöntemi. Oysa bugün elektronik kelepçe takılıp ev hapsi uygulanan pek çok kişinin hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi yok. Hatta savcı veya hâkim görmeyen kişilere dahi idari bir önlemmiş gibi uygulanıyor. Peki bu kişiler suçlu mu? Yoksa suçları toplanma ve basın açıklaması yapmak gibi hiçbir izne tabi olmayan en demokratik haklarını kullanmış olmaları mı?

Direnişlerin bu denli yoğun olmadığı dönemlerde “toplanma ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçu”ndan bahsedilirken, iktidar hızlı bir şekilde tutuklama kararı verebilmek için kabahatler kanununa bile sokulamayacak “üç kişi yan yana yolda yürüme”, “adliye önünde bekleme” gibi hareketlere dahi halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya terör örgütüne mensup olmak gibi suçlar uyduruyor. Ev hapsi – ilçe hapsi gibi özel infaz uygulamaları yasal bağlamından çıkarılıyor ama kılıfına dahi uydurulamıyor. Yani yasalara uymayanlar direnişe katılanlar değil, tam aksine iktidarın kendisi! Çünkü iktidarın tek korkusu direnişlerin artması ve gerçek amacı geri kalanlara da bu hukuksuz ve keyfi uygulamalarla gözdağı vermek.

Üniversitede rektör seçme hakkını korumaya çalışan öğrencilere takılacağına, koruma kararı verilmesine rağmen bu karara uymayarak kadınları öldüren katillere bu kelepçeler takılsaydı, belki kaç kadın daha aramızda olurdu.

Boşuna uğraşmayın, hiçbir sindirme yöntemi halkların hak arama eylemlerinin önüne geçemeyecek!

Yorumlar kapalıdır.