Kayıp silahlar, muhalefet, seçimler

Nasıl gelirseniz, öyle gidersiniz! Geldiğiniz gibi gitmek istemezseniz kalmak için seçtiğiniz yöntemle gitmez zorunda kalırsınız…

İktidarın 2023’e giderken sandıktan bir kez daha çıkabilme umudunun azaldığını, buna mukabil süreci yokuşa sürme eğiliminde olduğunu gösteren emareler çok. 2015’ten bu yana o sandıklardan nasıl çıkıldığı da malum. Demek artık kılıfına uydurmanın da yetmeyebileceği bir aşamaya gelindi. Kayıp silahlar meselesi işte böyle bir sürecin ürünü.

Bu çerçevede kayıp silahlar meselesi iktidarın niyeti tartışmasını doğal olarak bir kez daha alevlendirmekte. Malum seçimlerin artık iktidarın umurunda olmadığı, bir seçim olsa dahi iktidarın sonuçlara riayet etmeyeceği, nitekim kayıp silahlar meselesinin de bunu bir kez daha gösterdiği üzerine çokça konuşuluyor.

İktidarın bu spekülasyonların ima ettiği oyun kurucu kudretten memnun olduğu açık. Özellikle kitle desteğinin eridiği, krizlerin üst üste yığıldığı, kimsenin hayatından memnun olmadığı düşünülürse. Çok açık ki iş niyete kaldıysa iktidarın 2453’lere dek iktidarını sürdürmek isteyeceğine şüphe yok. Öyle ya, rıza için iş-ekmek-hak-hukuk-özgürlük yoksa da işe yarar gibi görünen sopa var!

Meselenin bam teli de bu. Rızayı alabilmek ve iktidarda kalabilmek için iş sadece sopadan medet umma noktasına gelmişse sandıktan umut zaten kesilmiş demektir. Diğer yandan iktidarın bugüne dek yapmaya cüret ettiği her şeyi, başta sandık sonuçlarını geçersiz saymak da dahil, kendi çıktığı sandığa dayandırdığını hatırlamak önemli. Bindiği dalı kesen düşer!

Bu noktada burjuva muhalefet ise sıranın kendine geldiğinden emin görünmeye çalışıyor. Oysa ekmeği bile yemek için çiğnemek şart. İktidar durumunu değiştirmek için, çaresizce de olsa, çabalarken burjuva muhalefet iktidar olma sürecini hızlandırmak, kesinleştirmek için neredeyse ilave hiçbir şey yapmıyor. Kısacası iktidar gidecekse tamamen çürüdüğü, çözüldüğü için gidecek gibi, yoksa burjuva muhalefetin “sabreden derviş” politikasıyla değil.

Bu tür bir bayrak değişiminden işçi sınıfının ve emekçilerin sağlayabileceği faydanın sınırlı ve geçici olacağı ortada. Tersi için işçi ve emekçilerin değişimin pasif onay mercii değil öznesi olması lazım. Ancak o zaman “kayıp silahlar” ve bilumum “niyetler” meselesi mesele olmaktan çıkabilir. Dolayısıyla seçimler evet önemli, ama toplumun esenliğini sağlayacak kalıcı çözümler için işçi sınıfının önderliğinde toplumun yeniden inşası bir görev olmayı sürdürüyor.

Yorumlar kapalıdır.