Akdeniz artık suç mahalli
Titanik batığına turistik gezi düzenleyen Titan denizaltısındaki beş ultra zenginin kurtarılması için milyonlarca dolar harcandı. Yolculardan her biri bu gezi için 250 bin ABD doları ödemişti. O sıralarda son zamanların en büyük göçmen facialarından biri yaşanıyordu. 750 göçmeni taşıyan tekne Yunanistan açıklarında batmıştı, yüzlerce göçmen kayıptı ve katliam sadece izlendi. “Akdeniz artık ölü deniz” diye boşuna demiyoruz. Son on yılda Akdeniz’de hayatını kaybeden göçmen sayısı en az 25 bin.
Akdeniz artık aynı zamanda bir suç mahalli. Sadece Akdeniz’de değil, sınırlarda da cinayet işleniyor. Bu suçların başlıca sorumluları arasında insan kaçakçıları kadar (belki de daha fazla) göçmen düşmanı sınırlar ören ve ikiyüzlü politikalar uygulayan Avrupa hükümetleri ve Avrupa için sınır bekçiliği yapıp çıkarcı politikalarını hayata geçiren Türkiye hükümeti var. Avrupa Birliği ülkelerinin işlemekte olduğu insanlık suçları sayısız. Örneğin Yunanistan, sınırlarında göçmenleri su ve gıda olmadan Türkiye’ye geri itme yöntemi uyguluyor. AB ülkelerinin uluslararası hukuka aykırı geri itme gibi uygulamaları nedeniyle kaybolan veya hayatını kaybeden göçmen sayısı binlerle ifade edilmekte. Geçen yıl Fas-İspanya sınırındaki Mellila’da sınırı geçmek isteyen 2 bin mülteciden 37’si katledilmiş, 77’si kaybolmuştu. 2015 yılında Macaristan polisinin sınırda mültecilere saldırması hâlâ akıllarda.
İngiltere, Ruanda ile işbirliği yaparak sığınmacıları “yeni bir hayat kurmaları” için Ruanda’ya göndermeyi planlıyor. Hükümet, Ruanda’yı son derece güvenli ve dünyanın en gelişmekte olan ülkelerinden biri olarak adeta pazarlıyor ve yalnızca uluslararası anlaşmaları ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu işbirliğine arsızca “yeni küresel model” diyerek ticari perspektifini de ortaya koyuyor. Temyiz Mahkemesi, Ruanda’nın riskli bir yer olduğu gerekçesiyle İngiliz hükümetinin bu planını reddetti. Ancak Başbakan Rishi Sunak, ülkeye gelen göçmen teknelerini durdurmakta ve ülkedeki sığınmacıları geri göndermekte kararlı.
İngiltere’nin sığınmacıları Ruanda’ya gönderme girişimi yeni değil. Geçen yıl Ruanda’yla yapılan bir anlaşmada sığınmacıların İngiltere’de iltica başvurusu yapmadan doğrudan Ruanda’ya gönderilmesi hedeflenmişti. Hatta Dışişleri Bakanı Liz Truss, bu programa Türkiye gibi ülkeleri eklemeyi önermişti. Bu tür planlar elbette “Türkiye gibi ülkeler”in iştahını kabartır, ne de olsa AB ve Birleşik Krallık ev sahipliği ve mülteci haklarının karşılanması gibi yükümlülükleri Türkiye gibi ülkelere bırakarak tonlarca fon veriyor ve ellerini temiz tutuyor. Bu fonların ne kadarının gerçekten sığınmacılar için kullanıldığı ise büyük bir soru işareti.
Son olarak Haziran ayında 27 AB ülkesinin içişleri bakanlarıyla yapılan Lüksemburg zirvesinde iltica reformu düzenlendi. Anlaşmaya göre AB sınırlarına gelmeyi başaran sığınmacılar 12 hafta gözaltı kamplarında tutulacak, iltica başvurusu kabul edilmeyenler ya geri ya da Türkiye gibi “güvenli” üçüncü ülkelere gönderilecek. Ondan sonrası artık sığınma ve iltica hakkı ihlalleri ve hükümetler arası pazarlıklar demek.
Göçmenlerin hayatının rejimler arasında pazarlık konusu olması kabul edilemez. Türkiye, Cenevre Sözleşmesi’ne coğrafi sınırlamayla taraf. Bu sınırlama doğrultusunda hükümet yalnızca Avrupalı sığınmacılara mültecilik statüsü veriyor. Mülteci olarak tanımadığı göçmenler içinse şartlı mülteci, geçici koruma gibi uydurma statüler uygulanıyor. Dolayısıyla ülkedeki milyonlarca göçmenin çoğu pek çok haktan mahrum kalıyor. Bu ihlalin son bulması için Cenevre Sözleşmesi’ndeki coğrafi sınırlama kaldırılmalıdır. Avrupa hükümetlerinin Türkiye’yi göçmen hapishanesi olarak kullanması sonlandırılmalı, sınırlar açılmalı ve AB ile Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması iptal edilmelidir. Hangi ülkede olurlarsa olsunlar göçmenlerin tüm hakları tanınmalı, hak ihlallerine son verilmelidir. Emperyalizmin kışkırttığı/desteklediği/yol açtığı savaşlardan, diktatörlük rejimlerinden ve yoksulluktan kaçmak zorunda kalan insanların haklarını savunmak yalnızca insani bir görev değil, aynı zamanda politik bir sorumluluktur.
Yorumlar kapalıdır.