Barınma en temel haklardan biridir!
Barınma, en temel insan haklarından biridir. Böyle olmakla birlikte aslında barınacak bir eve sahip olmak son yıllarda adeta lüks olmaya başladı. Günümüzde ev kiralarıyla alınan maaş kıyaslandığında, ev kiraları maaşı geçer hale geldi. Asgari ücretin 17.002 TL olarak açıklandığı ocak ayında, 2+1 ev kiralamak istediğinizde iline ve bulunduğu konuma göre minimum 15.000 TL ile 40.000 TL arası bir kira ile karşı karşıya kalıyoruz. Bir evde çalışan sayısı iki bile olsa toplamda 34.000 TL maaş eder, bu maaşı iyimser olarak düşünsek bile 15.000 TL’si kiraya gittiğinde geriye kalan 19.000 TL faturalar, eğer çocuk varsa onların okul, beslenme, giyim ihtiyaçları, evin diğer fertlerinin ihtiyaçları ve mutfak masrafı gibi kalemler hesaba katıldığında sadece günlük hayatı sürdürebilmek için astronomik ücretler ödenmek zorunda kalınıyor.
Barınmanın en temel haklardan birini olduğunu söylemiştik fakat iş uygulamaya geldiğinde bir yuva kurmak isteyen gençler ev kiralayacak ekonomik duruma sahip olmadığından dolayı evlenmekte zorluk çekiyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamasına göre sadece İstanbul’da 750 bin boş konutun olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. 750 bin konut boş dururken insanların kiralık ev bulamamaları ancak kapitalizmin acımasız yüzüyle açıklanabilir.
Asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesi, geçinme ve barınma sorununu beraberinde getiriyor. Hükümetin uyguladığı politikalar bizi ev sahiplerinin vicdanıyla baş başa bırakıyor. Aslında maaşlarda temel alınması gereken şeyler bir ailenin yeterli beslenmesi, eğitim hakkı, sağlık giderleri ve sosyal yaşamını karşılayacak bir ücrettir. Açlık sınırının ocak ayı itibarıyla 15.000 TL’nin üstüne çıktığı bir ortamda 17.002 TL’lik bir asgari ücret tam bir sefalet ücretidir ve emeklilerin durumu daha da vahim bir hale gelmiştir. Emeklilerin barınma, beslenme, sağlık giderlerini günümüz Türkiye’sinde bu maaşlarla karşılayabilmesi mümkün değil. Emeklilerin büyük çoğunluğunun 10.000 TL civarında maaş aldığı düşünüldüğünde bu, emeklinin açlık değil ölüm sınırında maaş aldığı anlamına gelir. Asıl olan insanı yaşatmak ise ona yetecek maaşın verilmesi gerekir. Bu bir lütuf değil, insani haktır.
Ev sahibi olmak paranın değerlendirilmesi olarak görüldüğü için birçok insan yatırım amaçlı ev alıyor. Yatırım amaçlı ev alındığında tek bir daireye sahip olan da aynı vergiyi veriyor, yüzlerce eve sahip olan insanlar da. Örneğin tek bir daireye sahip olan bir insan 10.000 TL vergi ödüyorsa yüz tane daireye sahip olan insan da yine daire başı 10.000 TL vergi ödüyor. Maaş alırken, maaş ne kadar yüksek olursa gelir vergisi dilimi o kadar değiştiği için herkesin aldığı vergi farklı olabiliyorken ev sahibi olduğunuzda bu kural evlerden alınan vergilere işlemiyor.
Devletin bize barınacak ev, eğitim, beslenme ve sağlık hizmeti vermesi gerekiyor. Bunlar en temel insani haklardır. Bizi ev sahipleriyle karşı karşıya getirmemeleri gerekiyor. Kiracı ev sahibinin vicdanına kalmamalı. Ev kiralamanın belki de yöntemi değiştirilmeli. Kira vermekte zorlanan işçiye kira yardımı yapılması gerekir. Sosyal konutlar yapılarak kira vermekte zorlanan insanların hizmetine sokulmalı. Ayrıca evini kiraya vermeyen ya da satmayan, öylece boş bırakan kişiler için de yaptırım uygulanması gerekiyor. Barınma en temel ihtiyaçlardan biridir ve kimsenin vicdanına bırakılmamalıdır.
Yorumlar kapalıdır.