Filistin’de soykırıma son!

Aksa Tufanı’nın başlangıcından beri neredeyse sekiz ayı geride bıraktık. Bu süreçte on binlerce insan İsrail’in katliamında hayatını kaybetti. Yüz binlerce insan açlık susuzluk içerisinde yerinden edildi, göç etmeye zorlandı. İsrail, Filistin halkını bir yandan oradan oraya sürerken bir yandan da sürdüğü yerlerde katliama devam ediyor. Siyonist rejim son olarak Refah’taki kampa saldırıp en az 45 Filistinliyi öldürerek savaş suçlarına bir yenisini ekledi.

Başını ABD’deki öğrenci hareketinin çektiği ve birçok ülkeye yayılan üniversite kamplarıyla, hükümetlerin İsrail’e olan desteğini geri çekmesi ve katliama dur denmesi için büyük eylemlilikler gerçekleştiriliyor. Bu eylemlerin sonucunda bazı okullar İsrail üniversiteleri ile olan ticari ve bilimsel uygulamalarına son verdi.

Türkiye’de de birçok sendika, parti ve emek örgütü Filistin ile ilişkilerin kesilmesi için seslerini yükseltti. Bunların arasında en önemlisi, 15 Mayıs’ta yapılan büyük ve kitlesel Nakba eylemiydi. Bu eylemlilikler 7 Ekim’den bu yana yükselerek ve tabanda genişleyerek devam etmekte. İktidar bu eylemlerin bir kısmına polis şiddeti ile karşılık verdi. Ancak bu şiddet geri tepti ve toplumsal bir karşı duruş oluştu. Bunlar gibi onlarca eylemlilik ile Türkiye’den Filistin’e destek kampanyaları yürütüldü ve yürütülmeye devam edecek. Türkiye, İsrail’in başlattığı katliamda aylarca ihtiyaç duyduğu hammadde ve gıdayı gemiler ile sağladı. Yapılan eylemler sonucunda hükümet İsrail’le ticari ilişkilerin tamamen kesildiğini açıklamak zorunda kaldı ve bu ürünlerin gönderilmesinin belli oranda önüne geçilmiş oldu. Ancak Türkiye ilişkilerini ve ticaretini büyük oranda hız kesmeden devam ettirmekte. Aylardır Türkiye’nin yolladığı çelik, petrol, yedek parça ve gıda sayesinde İsrail Filistin’de katliama devam ediyor.

Gazze, dört tarafı İsrail askerleri, tankları ve gemileri ile çevrilmiş durumda. İçeride yaşayan insanlara çocuk, yaşlı, hasta diye hiçbir ayrım yapmaksızın ellerindeki bütün silahlarla saldırıyorlar. Gazze’ye gönderilen yardım tırlarının önünü keserek, insanların en temel ihtiyaçlarına el koyarak açlıktan ölmeleri isteniyor. Hastaneler, okullar öncelikli hedefler olarak yok ediliyor. Ellerinde hiçbir ilaç ve tıbbi gereç kalmayan doktorlar insanları tedavi edemiyor. İsrail, işgal ettiği Gazze topraklarında kalıcı bir koloni kuramayacaksa o bölgenin bütün altyapısını, binaları yıkarak yaşanılmaz bir hale getiriyor.

İsrail uluslararası alanda Siyonizm karşıtlığını antisemitizme indirgemeye çalışıyor. Bunun bir benzeri Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu’nun tutuklanması talebi üzerine yapıldı. Katliamın baş sorumlusu olan Netanyahu, bu talep karşısında mahkemeyi antisemitizmle suçlamaya başladı. Bu talep Netanyahu’nun iktidarına uluslararası alanda önemli bir darbe vurmuş olsa da yeterli değildir. Dünya halkları nehirden denize özgür bir Filistin için Filistin direnişini desteklemeye ve Siyonist İsrail ile diplomatik, siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel tüm ilişkilerin kesilmesini talep etmeye devam etmelidir.

Yorumlar kapalıdır.