Trump’ın Gazze’ye askeri müdahale tehdidine hayır! Trump’ın açıkladığı etnik temizlik planını kabul etmiyoruz!
Donald Trump, Binyamin Netanyahu’nun ABD ziyareti vesilesiyle düzenlediği basın toplantısında, dünya çapında tepkiye neden olan korkunç bir açıklama yaptı. Aşırı sağcı Trump, Filistinlilerin Gazze’den sürülmelerini ve özellikle Mısır ve Ürdün olmak üzere bölgedeki diğer ülkelere yerleştirilmelerini önerdiğini açıkladı. “ABD, Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirecek… Oranın sahibi biz olacağız,” diyen emperyalizmin hamisi Trump, gerekirse asker gönderebileceklerini ekledi.
Trump’ın müdahaleci açıklamaları o kadar inkârcı ve gerici ki Mısır, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Arap Birliği’nin diğer üyelerinin gerici hükümetlerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) bile açıklamaları reddetmek zorunda kaldı. Trump, alaycı bir şekilde Gazze’yi “Ortadoğu’nun Rivierası” haline getireceklerini söyledi; bu sözleriyle dünya milyonerlerinin yazlıklarının bulunduğu Fransız Rivierası’na gönderme yaptı. Siyonist birlikler tanklar, bombalar ve buldozerlerle Filistinlilerin evlerini ve binalarını yıkarken İsrailli şirketler daha önce planladıkları gibi bölgede büyük gayrimenkul anlaşmaları yapmayı düşünmeye başladı bile.
Trump’ın açıklamaları, “İşimiz henüz bitmedi” diyen suçlu Netanyahu tarafından, yüzünde bir gülümsemeyle desteklendi. Netanyahu, İsrail’in 1,5 yılın ardından hiçbirine tamamen ulaşamadığını kabul ettiği üç hedefi tekrarladı: Hamas’ı yok etmek, rehinelerin geri dönmesini sağlamak ve Gazze’nin İsrail için bir tehdit olmasını engellemek. Bu noktada Trump’ın Filistinlileri sınır dışı etme planını destekledi ve fikrin dikkate değer olduğunu ekledi.
Ancak Avrupalı, Amerikalı ve Ortadoğulu milyonerler için kentsel kalkınma projelerinin ötesinde dikkat çekici olan, ilk kez ve açıkça, bir ABD başkanının Gazze topraklarında etnik temizlik yapmaya ve iki milyon Filistinliyi tarihi topraklarından sürmeye istekli olmasıdır. Böylece Siyonizmin, Likud’un ve Netanyahu’nun aşırı sağcı hükümetinin stratejik hedefi olan Büyük İsrail’i kurmak bir gerçeklik haline geliyor. Bu da ateşkes anlaşmasının Gazze’nin yeniden inşasını ve halkın evlerine dönmesini içeren üçüncü aşamasını fiilen iptal etmek anlamına geliyor. Gazze’deki Filistinlilerin yaşamları bir kez daha tehdit altında.
Trump, ABD ve çeşitli Avrupa hükümetlerinin yol haritası olan iki devletli projeye yönelik laf kalabalığını ve ikiyüzlülüğünü bir kenara bıraktı ve tipik emperyalist “kabadayı” tarzıyla Filistinlilerin Gazze’den kalıcı olarak sürülmesini önerdi. Buna gerekçe olarak da Gazze Şeridi’nin “onlarca yıldır yıkımın ve ölümün sembolü” olduğunu; bugün bir “yıkım alanı” haline geldiğini ve “tüm binaların yıkıldığını” söyledi. Gazze’de yaşayan insanların “çok şanssız olduklarını” ve “orada korkunç bir yaşam sürdüklerini” söyledi. Sanki bu yıkım ve ölüm doğal nedenlerden kaynaklanıyormuş, sanki ABD’nin bununla hiçbir ilgisi yokmuş, sanki Gazzelilerin yaşadığı felaketler ve ölümler bizzat ABD emperyalizmi ve onun Avrupalı müttefikleri tarafından finanse edilip tepeden tırnağa silahlandırılan Siyonist ordunun yıllarca süren bombardıman ve işgallerinin sonucu değilmiş gibi.
Gazze’deki Filistinlileri ölüme ve yıkıma mahkûm eden şey tesadüf değildir. Trump küstahça Gazzelilerin vurulmayacaklarını ve öldürülmeyeceklerini, başka bir yerde yaşamalarına izin verilmesi gerektiğini söyledi ancak Gazzelilerin, basın toplantısı boyunca yanında duran Başbakan Netanyahu ve İsrailli müttefikleri tarafından vurulup öldürüldüklerinden bahsetmedi.
Ancak Gazze’deki Filistin halkı, Trump’a Gazze Şeridi’ni terk etmeye niyetli olmadıklarını göstererek yanıt verdi bile. Siyonist bombardıman ve saldırılar karşısında güneye göç etmek zorunda kalan yüz binlerce Gazzeli, bir haftadır aileleriyle birlikte eşek arabaları, eski arabalar ya da ellerinde kalan birkaç parça eşyayla yürüyerek Gazze’nin kuzeyine dönüyor. Açıkça “Gazze bizim evimiz” diyorlar. Gazzelilerin dönüşü Siyonizmin ve Trump’ın yenilgisi demektir. Bu, Filistinlilerin kahramanca direnişinin bir ifadesidir.
İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak, Netanyahu ve aşırı sağcı hükümetinin, Siyonizmin 1948’de Nakba ile başlattığı etnik temizliği tamamlamak amacıyla Filistin halkını Gazze’den sürmeye yönelik emperyalist planına karşı tüm dünyada seferberliği sürdürmemiz gerektiğini söylüyoruz.
ABD gençliğinin, üniversitelerdeki kamplarda olduğu gibi şimdi de Trump’ın söylediği ve soykırımcı Netanyahu’nun onayladığı plana karşı yeniden sokaklara dökülmesi özellikle önemlidir. Arap ve Ortadoğu halklarının ve gençlerinin, hükümetlerinden Filistin halkına koşulsuz siyasi, ekonomik ve askeri destek talep etmek ve Mısır ya da Fas gibi İsrail ile ilişkileri olan ülkelerden bu ilişkileri derhal kesmelerini istemek için sokaklara dökülmeleri gerekmekte.
Filistin ile uluslararası dayanışma hareketi, soykırım bombardımanlarıyla yüzleşmek ve bunları reddetmek için yaptığı gibi yeniden ayağa kalkmalıdır. İUB-DE olarak, Trump’ın bağnaz sözlerini reddetmek ve Gazze’ye ya da dünyanın herhangi bir yerine yönelik askeri müdahale girişimlerini boşa çıkarmak için en geniş uluslararası eylem birliğine çağrıda bulunuyoruz.
İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)
5 Şubat 2025
Yorumlar kapalıdır.